Eşi…
Asabiyeti olan biriydi
Yıllar sabrı
Ve metaneti öğretmişti
Düşünce ve suallerini
En uygun vakit için biriktirmişti
Çaresizdi, geri dönüşü
Olmayan bir beraberlikti,
Neticesi kötüydü
Babası katı yürekli bir insandı,
Yetiştiği şartlara göre
Vaziyet alan heyecandı
Annesi zaten varlığı dahi
Fark edilmeyecek kadar
Sessiz ve hizmete
Adanmış bir vicdandı
Dünürcülerin hatırı
Olduğu için ve artık
Uzaması istenilmediğinden,
O an karar verilmişti
Kız kendi halinde,
Derin hülyalar âleminde,
Bazen hayvanların
Ve bazen de tarlanın
İşlerinde nefeslenirdi
Kendisine hiç
Söz hakkı verilmeden
Evlenmesi kesinleşmişti,
Damat adayı
İnşaatlarda çalışan biriydi
Yabancı ten ve ümitlerin
Bir araya gelmeleri,
Yabancılık içinde
Evlilik yoluna girmeleri
Tabii olan adetti
İnsan, ruhuna ve kalbine,
Hissiyat âlemine, fikir ve
Düşüncelerine göre var olan,
Kıymet kazanan değerdi
Dağlar ve vadilerde
Yaşayan insanların bağrı
Yufka yürekli olması
Gerekirken, duyguları
Gelişmiş olması beklenirken
Her ne hikmetse
Asabiyet ve cehalet
Ziyadesiyle ön planda
Ve sinelerde
Muhafaza edilen mizaç
Olarak belirginleşiyordu
Kadın en büyük değerken,
Hayatın bizzat kendisiyken,
Efendimiz tarafından
En değerli görülmüşken,
Batının kilise anlayışı hâkimdi
Kırsal kesimlerde
Görev yapan imamlar
Ve öğretmenlerde şartlara
Uygunluk gösterdiklerinden
Tekâmül fazlasıyla gecikiyordu
Bu kadın bahtına razı olarak
Yaşamak zorunda
Bırakılmaları zülümdür,
Hak ve hukuku
Hiçe sayıldığı için
İnsanlığı ötelenmiştir
Kendi azim ve iradesine göre
Bir takım tercihler
Yapmaya kalkışsa, itham
Ve isnatlarla dışlanan
Ve yok olması istenen biçaredir…
Mustafa Cilasun