Oturuyorum bir evren boyu evrim
Şehrim de ülkem karşımda
Bir dünya içinde bir âlemle birlikte
Kalkınca yürüyorum kasabaya büyüyorum
Köyüme varınca çalışıyorum.
Ben köyümde işe başladım.
Benim yaşım toprak altında başım
Toprak üstünde gövdem
Ayaklarım kollarım dal budaktı önceden
Ellerim yaprak parmaklarım çiçek
Ölümüm meyve olurdu
Çekirdek içinde geleceğim.
Atalarım yedi meyvelerimi ana babalarım
Beni de bir ana doğurdu
Bir baba oğlum dedi tekrardan
Yatıyorum bir evde karyola boyu şimdi
Evren içinde evrim içimde uyuyorum rüyamda sen
Uyanınca buluşalım mı?
Tenhalarda sevişelim mi?
Şehir bağlantılı metropollerde çalışalım mı birlikte
Bizim çocuklarımızda uzaya çıksın
Uzaydan insin köylerine tekrardan hep böyle işte
Sen dünyalı ben uzaylı aramızda çöp çatan kim
Bu toprak olmalı
Bu doğal tabiat soyumuzda var
Yapaylık aramızda konforlu engel sevgi değerinde saygı
birikiminde
Hayat yaşam yolculuğu
…
Patırtılı uğultulu gürültülerle
Yıkanıyorum niye yıkılacakmışım ki
Yapı yıkılır yeniden yapılır
Korkanlar mı bağırır herkes korksun diye kendileriyle
Bir kere korktum sonra doğdum
Ölümden korkarım
Nasıl kaldırırım diye ölümümü
Bedenimi ortada bırakıp ruhumu alıp
Atamı kalkarım
Genç yaşlı çoluk çocuk bir olur kaldırırlar
Kurt kuş devlet olur yine de kaldırırlar
İşte ilk çağlarda et obur et obur devler varmış
Hemen ata kaldırmaya canlılığı
Devlerin ağzı büyük olurmuş artık bırakırlarmış börtü böceğe
Ülke sayılmışlar şehirler kasaba köy köy mezra, mezarlar
Patırtılı gürültülerle yıkılan mezarlar, mezar üstüne
Ağlamaklı durgun dinginlikte beden ruh toplum üçlemişinde insandır.
Ağlamaklı kahkahalar atar dışta yıkanırken
Büyük devlerin aşkında
Sırılsıklam cüceliklerinde boylu boyunca bornozları giyinik
“Doğayı yeşil koru yarına ışık olsun”