Kalabalık
önünde, kendini övme
Bitmişse
varlığın hayrına yor’ da,
Boş
yere Allah’ a, şikâyet etme.
Girdiğin
mecliste insanlar varsa,
Sakın
ol, sen sakın kimseyi yerme.
Sen,
sen ol birine, kinin’ de varsa,
Doğru
ol, kimseye, ihanet etme.
Olduğun
mecliste, bir ârif varsa,
Dilsiz
ol, sen onun, olduğu yerde.
Bir
yerden o sana bir şeyler sorsa,
Sen,
sen ol, Ârif’e, nasihat etme.
Kısayken
gittiğin dünyanın yolu
Bu
yolda giderken, kendini üzme.
Hayatta
gelmeden ömrünün sonu,
Çalış’
da, gönlünü, virane etme.
Kötünün
kötüsü mutlaka vardır
Kimsenin
haline, bakıp’ da gülme,
Günahkâr
gidenin, mezarı dardır
Sakın
sen, kimseye adâvet etme.
Zenginin,
malına mülküne kanıp
Sen
onu malıyla, mülküyle sevme.
Verdiği
aş ekmek, helâldir sanıp
Bir
kaşık çorbaya bünüvvet etme.
Var
ise cesaret, yerinde kullan,
Boş
yere düşmana göğsünü germe,
Haklı
ol düşmanın, olurdur hayran,
Aptalca
boş yere, celâdet etme.
Allah
a şükret’ ki, Allah’ da sevsin
Sen,
sen ol Allah’a, hiç karşı gelme,
Vardın’
mı cennete ne güzel dersin,
Gel
Hak’ n yolunda, delâlet etme.
Dünyanın
her hali olurken yalan
Yalancı
dünyanda, kimseye küsme.
Göçünce
dünyadan, eserdir kalan,
Boş
yere, kimseye habâset etme.
Dostuna
derdini anlat’ da, amma,
Sözümde
yalanım, hiç yoktur deme.
Yalanla
eğlerken, günah yok sanma.
Başkası
hakkında, hurafat etme.
18
Aralık 2014-12-18
Ahmet
Yüksel Şanlı er
Antalya