Kömürhan köprüsü
Kömürhan köprüsü
dolu jandarma
Yaralarım derin
sorma kayıkçı
Köprünün başında
vardır arama
Yaralarım derin
sorma kayıkçı
Fırat nehri
coşmuş yolda vermiyor
Uçan kuşa sordum
doğru demiyor
Nereye gideyim
aklım ermiyor
Yaralarım derin
sorma kayıkçı
Dere tepe geldim
Muşar dağına
Yenide girmişim
gençlik çağına
Düştüm zalimlerin
ben koçağına
Yaralarım derin
sorma kayıkçı
Havada uçuştu
yağlı kurşunlar
Kahpece vurdular
beni de şunlar
Gavurun dölleri gardaşım
onlar
Yaralarım derin
sorma kayıkçı
Param parça oldum
yığıldım yere
Şahit ol mahşerde
ey kanlı dere
Muşar dağı haber
veresin yâre
Yaralarım derin
sorma kayıkçı
Yılar sonra Genç
Türk yazdı bizleri
Al kanım da aktı
geçti dizleri
Derenin içinde
var kan izleri
Yaralarım derin
sorma kayıkçı
Muzaffer Önler
Elazığ.17.09.2001
……………………………………………
Bu şiirin
hikayesi:
Birinci dünya
savaşında cephelerde ki askerlerden firar eden veya değişik nedenlerden dolayı
evine giden askerler, Fırat nehrin kıyısına gelirler. Bir ilkbahar günü coşup
taşan Fırat nehrini geçmek için Muşar dağın tepesine çıkan bir asker Fırat
suyunun neresinden karşıya gedeceğini öğrenmek için dağdan aşağı iner. Fırat’ın
kenarına gelirken dar bir geçitten geçer. O sırada orada bekleyen iki eşkıya bu
kayalıklarla çevrili dar geçide gelen askerin üstüne ateş ederler ve asker ağır
yaralı kurtulur. Fırat kenarına gelir bu olayı kendisini Fırat suyundan karşıya
geçiren kayıkçıya anlatır Bu ve buna benzer birçok olay dilden dile söylenir
günümüze kadar.