YAĞSIN YÜREĞİME KIŞ **KELEBEKLERİ**
yağsın yüreğime kış kelebekleri
beyaz elbisemi zillerini takan çingene çaldı
beyaz atlı arabasıyla aldı kaçtı
mutluluğu ,adımım kala tutamadım .
kuş misali uçup gitti ellerimden
giriftar; bir sancıdır bu
bazen kömür bazen elmas olur
devinleşen yüreğimde
kir pas içinde kaldi kaçırdığım mutluluğum
kurudu sinemde filizlenen gelin çiçeklerim
ve bazen dokunuyor içimdeki telime
ölü serçelerim kanatıyor küllerimi yeniden .
sensizliğin makamıdır bu şiirlerimdeki sarmiş sayfaları
doğanın kulağına ninni söyler havadaki kâtreler
tane tane düşüyor meleklerin kanatlarıdaki nur
bulutların yağmurlardan aşırdığı kristaller yağıyor
arınıyor kirli sokakların gelmişi geçmişi bir bir
aşkın sevginin resmini tuvale çizse şimdi pikasso
toprak yorgun uyku vaktidir
sarılmış simli atlasına
çıplak ağaçlar kuşandı beyazı
malum ağaçların dalları budakları hicaptandı
haya ise edeptendi tomurcuklara güllere gebeydi mevsim
yağıyor başımıza kâtre-i sevda nurları
bazen muştu çiçeği bazende hüsran olan hayatımızda
acıları kederleri leyl- ü nehâr yangınlarında bırakıp
çocuk ; olmak vardı şimdi
çocukça/ça dışarıda naylon poşetlerde kaymak zamanıdır şimdi
doğanın bütün kirleri kamufle edilmişken âk*la
konmuşken başıma kış kelebekleri
erise yorgun saçlarımdaki yılların bıraktığı ak gevenler
ve eritse yüreğime kerpiç duvar örülmüş hazanları dökse avuçlarıma
gönlü kırık aşkları toplayıp göğsümde akan gözyaşlarını silip
sevgi beşiğimde bulutların seyrinde belesem
baharda cemreler düşene kadar bülbül güle kavuşana kadar ...
nurcihan erdogan