Lisede okuduğum yıllardı. Şimdilerde yapılıyor mu bilemiyorum ama o zamanlar sık sık münazaralar düzenlenirdi. Edebiyatım iyi olduğu için ben de ekibe dahil edilmiştim.

Konu, “okumak insanı mutlu eder mi, etmez mi?”

Üç kişilik guruptuk. Sırf gırgır olsun diye benim ısrarımla ikinci şıkkı, yani etmezi seçmiştik.

Savunmada temel aldığımız düşünce, insanın okumakla dünyasının ve hayal gücünün genişleyeceği, dolayısıyla da beklentilerinin artacağı, bunlar için olanakların yetersiz kalması durumunda da mutsuzluk ve tepki başlayacağı fikri üzerineydi. Televizyonun olmadığı o dönemde tabii ki dış dünyayı görsel olarak izlemek söz konusu değildi. İlçelerin yalnız pazarı olduğunda haftada bir kasabaya giden köy mezra ve varoş insanını baz almıştık.

O tür yerleşim yerlerinde yaşayıp gidenler kendi yağları ile kavruldukları için küçük şeylerde mutluluğu arayan kanaatkâr insanlardı. Ama oradan bir delikanlıyı İstanbul gibi bir metropolde bir sureliğine misafir edip de eğlence dünyasında yaşatıp lüks hayatın ne olduğu gösterildiğinde, beklenti ve taleplerinin eskisi kadar kanaatkâr olmayacağı mantığı üzerine idi. Tabii, bunlar gibi çok fazla mizansen üzerine kurulu bu tez 4 sayfaydı. Sonuç da, çok alkış almamıza rağmen bizi birinci yapmamışlardı.

Edebiyat öğretmenimiz buna gerekçe olarak da, siz zaten kayıp olarak münazaraya başlamıştınız. Lise gibi bir kültür yuvasında, okumanın aleyhinde yapılan bir propogandaya hiç bir zaman ödül verilmesi söz konusu olamaz diyerek gülmüş, ama gene de bizi tebrik etmişti.

Bu anımı sizinle paylaşmak istememdeki sebep, son günlerdeki aydın kıyımı. Hayal dünyası ve beklentileri yüksek olan okumuş insanların bakın başlarına neler geliyor.

Kriz gibi felaketlerin dokunamadığı iki tür insan yaşar ülkemizde. En tepedekiler ve en diptekiler. En tepedekilerin, korunaklı site yalı ve konaklarında lüks yaşantılarında, en alttakilerin ise zaten aç doğup aç öldükleri için bu tür afetlerden etkilenmeleri tabiî ki söz konusu değildir.

Sahi, Allah yardımcıları olsun, arada bir de orta direk var değil mi?!!!
( En Alttakiler Ve En Üsttekiler: başlıklı yazı Çetin İMER tarafından 5.11.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu