Anne
Sen beşiğimi sallarken en dertli hoyratları söyleyerek mi
Şirin uykulara daldırmışsın beni
Sen beni sevda ninnileriyle mi büyütmüşsün
Anlattığın sevdalar kanıma işlemiş sanki
Kağıt kalemi ne zaman elime alsam sevdaları yazmak geliyor içimden.
Sevdalanmak çok güzel anne
Ama ben kime sevdalandıysam sevdama gereken karşılığı vermedi.
Bu benim bu dünyadaki sınavım mı anne
Sevdalanmak insanı cennetlik eder diyordun
Sevdalanmak insanı cehennem narlarından azat eder diyordun
Sevdalanmak insanı her iki cihanda da aziz eder diyordun
Ve sevdalanmak insanın akıbetini hayırlı eder diyordun
Anne işte bunlardan dolayı ben sevdalandıysam işin kolayına kaçmadım
Yapılması gerekenleri yaptım
Fakat sevda yolunda ne hikmetse menzil murat alamadım
Sevdanın ateşten gömleğinin iki yakası bir araya gelmedi
Canı gönülden sevdim olmadı
Kadir kıymet verdim olmadı
Başıma taç ettim olmadı
Sevda meclislerinde onu öve öve anlattım olmadı
Ne yaptıysam yaranamadım
Anne
senin zamanındaki sevdalar nasıldı
Sevilen bu kadar naz ve cilve eder miydi
Sevenin yükü bu kadar ağır mıydı
Sevenin suratı hep asık mıydı
Ne olur biraz anlatsana
Anlat ki can kulağıyla dinleyeyim seni
Ve hatamın olup olmadığını bileyim
Mutlulukları ve güzellikleri sevilen ile paylaşmak ne kadar güzel anne
Ben sevdalımla bunu bile yapamadım
Ama her şeye rağmen ona gönülden meftun idim
O da bunu biliyor olmasına rağmen bir kez olsun sevdalı gözlerle bakmadı bana
Anne
sevdalanmanın bu kadar meşakkatli olduğunu niye bana anlatmadın
Anlatsaydın belki sevdalanmamak için sevdamı gömerdim gönlümün derinliklerine
Bu üç günlük fani dünyada analı babalı yetim olmazdım
Varlıklar içinde yokluklar yaşamazdım
Yoruldu gönlüm
Yaşlandım usandım ömür miadımı yaşamaktan
Oysa daha yolun çok başındaydım
Bu kadar erken yorulacağıma hiç mi hiç inanmazdım
Ben sevdanın her türlüsüne pes dedim.
Anladım ki sevdalanmak bana göre değilmiş
Zeytinim misali ela gözleriyle gözlerimin içine sevdayla bakarak
Bana bir kez “seni seviyorum “deseydi ne olurdu
Kıyamet mi kopardı
Oysa yolun başında beni seviyor görünüyordu
Veya ben öyle biliyordum
Anne
keşke sevdayı bilmeyen birine sevdalanmasaydım
Keşke sevda küllerinin kıvılcımlarıyla bu ateşi yakmasaydım
Keşke saf ve güzel gönlüm kendi yağında kavrulsaydı
Çatlamış kurumuş toprak gibi aşkın hararetinden yanıp kebap olsaydı da
Böyle birine sevdalanmasaydım
Ama acı bir itirafım var anne
Unutmak istediğim halde unutamıyorum
Nereye baksam onu görüyorum sanki
Gerçi yolumuz ayrıldı ona mutluluklar diledim
Fakat bu dileğim sadece dil ileydi
Gönlüm tasdik etmiyordu
Demek ki ona meftunluğum halen devam ediyormuş
Bunu anlayınca her zaman ki gibi yine dünyam alt üst oldu
Çektim gönlümü bir kenara konuştum onunla
Bu sana olmaz dedim o senden vazgeçmiş sen de vazgeç dedim
Yo olmaz dedi onun vazgeçmesi beni ilgilendirmez
Ben halen alevi göğe yükselen ateş misali onun aşkıyla yanıyorum deyince
Daha çok sevdanın karanlık çıkmaz sokaklarına girdim
Ve gönlüme dedim ki git ne halin varsa gör
Ben bu sevdada yokum ….
03/Mart/2015