Nedir son vaziyet, nedir durumlar?
Halk refaha nasıl ulaşır, söyle!
Nasıl bir haber var, nedir yorumlar?
Gündemimiz nasıl, oluşur söyle! ............Mikdadî
Ortalık pek sessiz, kurtlar meydanda,
Kuzular köşe de meleşir Mikdat!
Bir yanda mazlumlar, kalleş bir yanda
Kalleşler kalleşçe dalaşır Mikdat! ………….Coşarî
Peki, bu duruma millet ne diyor?
Böyle şeyi nasıl kabul ediyor?
Yediden yetmişi haram mı yiyor?
Millet buna nasıl alışır söyle! ………….….Mikdadî
Helalden ot yese şu bizim teke,
Eşek mi gerekir bu kadar yüke,
Hırsızlık denilen silinmez leke
Görüp susana da bulaşır Mikdat! ..……….Coşarî
Ret eder imanı vicdanı olan,
Her dinde mel'undur kul hakkı alan,
Şeref haysiyeti olur mu çalan?
Bunlar ne yapmaya çalışır,söyle? .........Mikdadî
Onur nedir desem? O nursuzlara!
Tükürük yağmur mu, onursuzlara,
Paylaşmak, anlamsız gurursuzlara,
Kazancı kendiyle üleşir Mikdat! ………….Coşarî
Asla helal etmem kendi payımı,
Atarım okumu gerip yayımı!
Ben kabul edemem bu varsayımı,
Çalanlar halkla mı, bölüşür söyle? ........Mikdadî
Az içende sarhoş, yol da sızan da,
Kalemler kırılmış, yazı yazan da,
Güç şimdi arkadan kuyu kazan da,
Şeytan köşelerde dolaşır Mikdat! ….…….Coşarî
Kalemler elbette ayrı yazacak!
Ancak adaletle hayrı yazacak!
Kimi doğa kimi seyri yazacak!
Yoksa kültür nasıl gelişir söyle? ...........Mikdadî
Yalakalık, ucu sivri bir oktur.
Hangi yönü batsa bir hayrı yoktur.
Elbette gıybetin vebali çoktur,
Böyle bir günahı kim taşır Mikdat! ……….Coşarî
Dalkavuk olanlar vardır elbette
Sanırlar ki bu bir kârdır elbette
Der Mikdadî büyük ardır elbette
Bu hal adamlıkla çelişir, söyle! ............Mikdadî
Halkın dertlerini taşısak köşke,
Hepsine bir çare bulunsa keşke,
Coşari diyor ki şeytandan başka,
Kapanmış yarayı kim kaşır Mikdat! ……..Coşarî