Sana kızınca
El kaldırmak ha böyle birşey nasıl düşünürüm
Sana kızınca
En yakın görünen dağlara çıkarım
Közü koyduğun sineyi
Gök yüzünün boşluğundan
Esen rüzgarlara gergin tutarım
Soğuyunca sinem
Kederim bulutlara uzanır
Gözlerim yağdırır közlerinin üstüne
Bir kuşun edasında hafifler yüreğim
Senin saçlarından tutup
yerler de sürümek ha
sana kızınca
böyle birşeyi nasıl düşünürüm
hayatın yükünü taşıyamayan gücümü
senin saçlarında nasıl kullanırım
sığar mı bu erkekliğin damarına
sana kızınca
Bilinen en yakın caddeye çıkarım
Vitrin camlarında kendimi görmeye çalışırım
Göremesemde belki gözlerim
Senin gönlünü alacak nesneye takılır
Ve hemen alırım
Bu jestime dayanamayacağını bildiğim için
Yine bir kuşun edasında hafifler yüreğim
Sana kızınca
Şiir yazmayı becerebilseydim keşke
Sana kızgınlığımı değil
Güzel yanlarını dökerdim kağıtlara
Gecenin katran karasını aydınlatan
Dolun aya benzetirdim seni
Heceler dizerdim inci gibi
Bir ozanın dilinden nameler dizerdim
Almanya
Ali Şahin (Elbistanlı)