Ben visal özlemleriyle yanıp tutuşurken
Sen ise sevda sürmeli gözlerle bana her daim celalli baktın.
Aşkın sevda kıvılcımı oldun birden bire alevlendin
Tarihe mal olmuş sevdaların aşk ve şevkiyle bilendin
Sana meftun ben gibi biri var iken
Aşkı ve sevdayı bilmeyenlerin kapılarında dilendin
Aşkın sevda dumanı oldun yükseldin yavaş yavaş asumana
Menzil murat aldırmadın döndürdün beni hali yaman olana
Abid oldum yerin göğün sahibi şanı yüce Allah’a
Sende beni seni sevdiğim gibi sevesin diye dua ve niyaz ettim Yaradan’a
Aşkın sevda külü oldun yapıştın seni seven bedenime
Sevdanın kesik uçlu kalemiyle yazdım seni beynime
Çıkmaz oldum nadide sevda meclislerinden
Muhammedi gül kokularını aratmayan kokular sindi tenime
Aşkın sevda kelamı oldun konuşturdun beni her yerde
Senden başkasını düşünmeyen başımı soktun dertten derde
Herkes tarafından parmakla gösterilen bir sevdalıyken
Naz ve cilven ile muhtaç ettin beni olur olmaz her ferde
Aşkın sevda fikri oldun savundum seni aşk ve şevkle ölesiye
Sana olan sevdamı sattın aşkın pazarında veresiye
Sevdalılar aşkın yollarında yol alırken
Sen ise beni hor ve hakir görmekle gönderdin gerisin geriye
Aşkın sevda kitabı oldun bıkıp usanmadan ha bire okuttun
Sevdanın bilenmiş en ağılı hançerini seni seven gönlüme soktun
Nur cemalini görebilmek için ne zaman seni aramışsam
Her zaman olduğu gibi sen yine yoktun yoktun yoktun
Aşkın sevda yatırı oldun duvarlarının tozuna sürdüm yüzümü
Kenarları aşk işlemeli sevda puşusuyla bağladım sevda sürmeli gözümü
Doksan dokuz esması olan Allah şahidim olsun ki
Bu can bu tende oldukça tutacağım sana verdiğim sevda sözümü
Aşkın sevda testisi oldun ama yanan bağrımın susuzluğunu gidermedin
Muhammedi gül bahçesi oldum rengârenk gülleri dermedin
Sana olan aşk ve sevdamı ispatlamak istedim
Ama sen sen oldun seni bana ulaştıran yollara gül yapraklarını serdirmedin
Aşkın sevda mektebi oldun en çalışkan öğrencisi bendim ama bir kez dahi aferin demedin
En leziz taamlarla dolu sevda sofrasını serdim çok yalvardığım halde teşrif etmedin
Her yeni gün doğumunda ve her gün batımının kızıllığında
Yufka gönlümün yorgunluğunu gidermek için asla bir çapa sarf etmedin
Aşkın sevdanın kuş tüyü döşeklerinde yatırmadın bıraktın beni uykusuz
Sana sevdalanır sevdalanmaz geçmedi hiçbir günüm Kaygusuz
Tek taraflı bir sevdayla bağladın kötülük bilmeyen gönlümü kendine
Kendimi savunmama müsaade etmeden gönderdin beni aşkın ceza evine sorgusuz
Aşkın sevda tellalı oldun sattırmadın hummalınca yaşadığım sevda gibi sevdaları
Çıkardın başı dumanlı karlı dağların doruğuna attırmadın yürek yakan naraları
Ne zaman sevda düğünlerine gittiysek
Çok sevdiğim ak renkler varken giydirdin bile bile her daim bana yakışmayan karaları.
22/ Nisan/ 2015