GÜL
Baharlar
açmıştı güzel gözlerinde, yeşermiştin gönlümde; sen bir yasemin çiçeği,
Sahiller
sensizdi , denizler dalgasız, gökyüzü de bugün çok matemli,
Üstüne ayak
bastığım toprak soğuk bugün, neydi ki sebebi?
Gülü
kopardın, attın sen; artık sana gül yağmaz.
Sebepsiz
ayrılıklar kol gezdi caddelerimizde, hangi vicdan buna dayanırdı ki,
Uzaklık bu
kadar mı güzeldi, bu kadar mı tatlıydı ki?
Masum
gözleri ağlattın sen, ne düşünmüştün? Korkan yüreğim; ayrılığa nasıl dayansın
ki,
Gülü
kopardın, attın sen; artık sana gül yağmaz.
Sevdim, seni
değil; sevmeyi, duymayı, hissetmeyi, tatmayı sevdim ben,
Çok
cesaretli değildi gözlerim, sana bakmanın günahından kaçmayı sevdim ben,
Hissiz
değilim, bazen; güneş kadar ısıtır yüreğini sözlerim, kırdın gülümü sen; ben en
çok senden kaçmayı sevdim,
Gülü
kopardın, attın sen; artık sana gül yağmaz.
Gülüşlerin
hala gözlerimin önünde, çok masum çok sinsi bir de, kırdığın yerden
kırılacağını bilseydin keşke,
Alem pervane
oldu sana, koştular hepsi bir o yana bir bu yana; ben yere düştüm, ayağım
takıldı nedense,
Sitemli
değilim, gözlerim hala özlüyor; gülüşünü, kokunu… Yanlızlığına sebep ne? Ben
sen olamadım mı söylesene?
Gülü
kopardın, attın sen; artık sana gül yağmaz.
Geceler,
sırlarım hep onlarda gizli. Ah bir de dile gelseler, gözlerinin yaşı dinmez;
derdin sende, bu nasıl sevgi?
Mecnun
değildim ben, senden de Leyla olmanı istemedim, bir sözün gönlümü avutmaya
yetmez miydi ki?
Suskun artık
yürek, ne konuşabiliyor ne gülebiliyor. Gülüm değildin belki gül bahçemdin;
Cennet’te açan gül bahçem. Yüreğin nasıl dayandı, nasıl kopardın güllerimi?
Gülü
kopardın, attın sen; artık sana gül yağmaz,
Güllerimi
kopardın attın sen; artık sana gül yağmaz…
Yokluğun
Bestesi
Yazarın
Sonraki Yazısı