Geçmişten gelen sesler,geleceği hazırlar,
Doğuştaki ağlayış, y a ş a m avazıdırlar.
İlk defa soluduğum, d o ğ a n ı n nefesidir,
İlk kez duyduğum sesler,doğuranın sesidir.
Karlı dağlardan aşan, yıldırım olup düşen,
Çaylakların s e s i d i r, leş başına üşüşen.
Dost sesiyle uyandım,ünleyen Yunus Veysel,
Türküyle Türk coşturan, Neşet Ertaş milli dil.
Anamın sesi gibi,tatlı bir s e s ararım,
Seslerle büyüdükçe,sevenleri sorarım.
Sevenlerin sesleri,dağlarda yankılanır,
Aşkın sahipsiz sesi,deryada çalkalanır.
Sınırda nöbertçidir,askerlerimin sesi,
Şehitlerin ruhudur,Türkiye'nin kalesi.
Şairlerimin sesi,gök kubbeyi çınlatır,
Akif Çanakkale'de,çarpışmayı anlatır.
"Hedefiniz Akdeniz" deyince,Kemâl sesi,
erlere k e f e n oldu, g i y d i ğ i elbisesi.
kutsal olan o sesler duyulmalı taptaze,
Türk'e kin besleyeni,etmelidir kepaze.
Yiğit meydanlarında,pek çok kutsal sesler var,
Bu sesler s a y e s i n d e, rahattır,vatandaşlar.
Hep bu sesler koruyor,mülküm olan toprağı,
S e s yüksek çıkıyorsa, bil kahramanlık çağı.
Meydanlar da gösteri, fiyaka olmamalı,
Hedef olan taraflar,barış y o l u bulmalı.
Günahkâr çok b a ğ ı r ı r,sevaptar sessiz olur,
Meydan şarlatanları, sonundaysa hep yalvarır.
V a t a n ş a i r l e r i n i n şiirleri atomdur.
Hececinin ölçüsü,v e z i n denilen t o n d u r.
A ğ ı t ruhun baskısı, a c i z l i ğ i n dramı,
Üzüntüye baraka, k a l p l a r e hapis damı.
Sessizlik bazen güzel, bozulmazsa disiplin,
Bilimsel ses olmalı,sosyal toplumlarda din.
Çiçek'ler de sessizdir, çıkarmazsan fırtına
Sessize korkak d e m e,inanmıyorsan sına.
.................0920............21/ 10/ 2004............