Terbiyeli Bunlar
Eskiden beri severim kedileri,
köpekleri. Her ne kadar Pitbul gibi tehlikeli köpeklerden azıcık korksam da,
onlara eziyet edilmesine hiç biz zaman dayanamam, yüreğimde kaldırmaz böyle şeyleri,
edenlere ağız dolusu söver sayar beddua ederim. Canlarım onlar benim. Ağızları
var dilleri yok masumların.
Bakıyorum televizyonlarda ki şov
ve yarışma programlarında bir dolu sahipleri tarafından eğitilmiş köpek, akla
hayale gelmeyecek numaralar yapmakta ve deyim yerinde ise başardıkları
hareketler ile aklımızı başımızdan almaktadırlar. Siz de görmüşsünüzdür,
toplama çıkartma yaptıran bile var köpeklerine. Arkadaş nerede ise ben bile
unuttum toplama çıkartmayı, sen bir lokma köpeğe nasıl yaptırıyorsun bu
hergelelikleri. Hayvan utanmasa karekök alacak, iki bilinmeyenli denklemleri de
çözecek o derece yani...
Neyse lafı uzatmayıp sadede
gelelim. Bundan bir iki ay önce televizyonda gördüğüm eğitilmiş köpeklerden az
buçuk ilham alarak ben de bizim iş yerinde ki mahallede kedileri eğitebilir
miyim acaba diye aklıma gelen düşünceleri hayata geçireyim dedim. Dedim
demesine de bunu nasıl yapacaktım? Bir bilene mi sormalı, yoksa hissi kablel
vuku, yani altıncı his ile mi hareket etmeli? Ya da gidip harbi harbi kediler
ile konuşmalı, anlaşmalı mı?''Bakın kedi kardeşler ben sizi şimdi eğiteceğim
canınızı acıtmadan, kuyruğunuza basmadan, sizden hiç küsmeden siz de bana yeteri
derecede yardımcı olun.'' böyle mi anlatmalı kedi vatandaşlara durumu? Ne
yapsam, ne etsem ki nasıl gönüllerine girsem?
İşe bir yerinden başlamalıydım
mutlaka. Ön çalışma olarak İnternette ve azıcık da bu konu ile ilgili kitaplara
kabaca göz gezdirerek bilgi sahibi olsam da, işin teori kısmını aşıp pratiğe
döke bilmekti önemli olan. Deneme - yanılma yöntemi ile bir de lisede psikoloji
dersinde öğrendiğimiz şartlı refleks konusunda bilgilerimi aklıma getirdim
Pavlov amcaya teşekkür ederek...
İşin en can alıcı noktası
kediciklere karınları aç iken ödül ver-hareket bekle ikilisi içinde bir şeyler
yaptırmayı denemek olabilirdi. Kedilerin toplanma bölgesine kayarak karşıma aldım
sabah sabah beş altı kediyi. İki üç arkadaş beraber beslediğimiz için benden
pek tırsmazlar haliyle. Şu siyah olan ''Haydut'' çağırayım ''Gel bakalım
Haydut'' gelir ve bacağıma sürtünür, elimde kuru kedi mamaları. Başlayalım
''Hadi bakalım Haydut hop dizime çık da bir görsünler amcalar'' hiç sallamıyor
bu beni yaa! O zaman başka bir şey yaptırmayı deneyelim. '' Haydut bacaklarımın
arasından geç.'' mümkünü yok ha duvara söylüyorum ha Haydut'a bun da zekâ
geriliği mi var yoksa? Başka ne yaptırsam acaba? Dur bakalım şu ufak lastik
topu atsam da geri getirse nasıl olur? ''Al bakalım Haydut hop attım şunu bana
getir.'' Yahu anladık Haydutsun maydutsun ama biraz da benim söylediklerimi
yapsan günah mı olur? Sahi bu kediciklerde günah sevap yoktu değil mi? Sabah
sabah daha afyonu patlamamış anlaşılıyor ki Haydut zibidisinin. Yok ama ben bu
işten yılmayacağım, vazgeçmek yok. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.
Sıradan başka bir gün...
Yok bu Haydutta yetenek
metenek. Başka kediciklere bakalım. Şu Çakır var ya ondan biraz medet umuyorum
ama bakalım haydi hayırlısı. ''Gel bakalım Çakır önce seni doyuralım biraz, al
kerata şu ciğerden bir parça mideye indir bakalım.'' mrrrrr ve mırrrrrrrrrr
sesleri havada uçuşur kısa bir süre. ''Çakır'cım şu dal parçasının üstünden
atlar mısın bir zahmet, çok kolay Çakır çok kolay diyorum sanaaaa, ben bile
yaparım yani.'' Tık yok Çakırda bırak atlamayı dal parçasının yanına bile yaklaşmıyor.
''Ahhh ulan ben de sizi bir şey sandım ne sünepe kediler imişsiniz yahu!'' Ne
yapsam ne etsem? Köpeklere öğrettikleri gibi toplama çıkartma mı öğretsem
yoksa? Yok, ama havlayarak oluyor da, miyavlayarak olur mu ki? Denesek mi ne
yapsak? Parmağımı gösteririm ''Bak Çakır bu biiir, bu da ikiiii, hadi bakalım kızım
bir iki daha üüüüüç'' yok arkadaş bunun matematiği çok zayıf çok, daha iki ile
biri bile toplayamıyor, ulan kerata üç kere miyav miyav diyeceksin ben bile yapıyorum
baksana ''miyav miyav miyav!''
Sıradan başka günden daha değişik
bir gün...
Şurada iki tane yavru kedi
var, yavru dediysem yine yedi sekiz aylıklar, annelerinin yavruları. Bıraksan
fare bile yakalarlar. Biraz mızıka çalsam şu kedilere acaba daha mı zekâları açılır
da gösterdiğim hareketleri yaparlar? Dur bakayım bir ''Daha dün annemizi çalayım.''
fazla değişik müziklerden anlamazlar kanımca, yoksa Türk Marşını mı çalsam.
Yok, yok bunlarda da tık yok. Şu anamın yumağını versem, yumağı çok sever
kediler belki o zaman dediklerimi yaparlar. ''Vay anasını parçaladılar yumağı
da.'' Biraz kesme şeker versem ağızlarına nasıl olur? Oradan Bakkal Yaşar
biraderim atılır ''Bunlar şeker yemez ağabey at mı bunlar?'' Dönerim Yaşar'a
''He vallahi doğru diyorsun Yaşar.'' Hayret ki hayret yok arkadaş galiba ben
bunları eğitemeyeceğim, öyle anlaşılıyor...
Bayağı uğraştım kediler ile
belli bir zaman. Hatta hayallere bile daldım azar azar. ''Ben bu kedileri bir
güzel eğitirim sonrada televizyona çıkartır gösteri bile yaptırırım peşinden
gelsin paracıklar ceplere vay be, artık sirklerden de teklifler gelir bir dolu
hehehehe!'' Tabi ki anladınız bunların hepsi sadece hayal olarak kaldı ve ben
de bu işten vazgeçtim haliyle, bu o kadarda kolay bir iş değil hem de bunlar
sokak kedisi, bazıları uysal olsa da bazıları da yabani, ama yine de canlarım
onlar benim. Dediklerimi yapmasalar da her gün beslemeye devam Boğaziçi
Lokantasının yemek artıklarıyla. Vallahi ben iki ay da bir giderim Boğaziçi
Lokantasına o da misafirim gelirse. Kedicikleri her gün oradan besliyoruz para
pul vermeden. Gelsin pirzolalar, gelsin Ankara tavanın pilav artıkları. Sağ
olsunlar lokanta sahipleri bizden beş kuruş almazlar. İşte böyle dostlar. Allah
var eğitemesek de yine de terbiyeli bu kediler terbiyeli saygıda kusur etmezler
hiç Ahmet ağabeylerine de Halit Ağabeylerine de...
(
Terbiyeli Bunlar başlıklı yazı
AhmetZeytinci tarafından
24.06.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.