Raşe, neşe içinde yürüyen kalabalığa karıştı. Kendi hayatında da böyle kahkalarla gülebileceği, eğlenceli bir günü var mıydı, diye düşündü. Anımsamak ve gülemese bile, en azından gülümsemek istiyordu. Bütün çabasına karşın, böyle bir anısını bulamadı. Ya yoktu, ya da anımsayamıyacağı kadar uzaklarda kalmıştı.

Dünya Kadınlar Gününün, kutlanmaya başlandığı bu günlerde, en çok ele alınan konu, kadına uygulanan şiddet, Raşe’ nin de acı anılarını çağrıştırmıştı. Genç kadın, hayatı her zaman çok ciddiye aldığını düşündü. Nasıl almasın ki; küçük yaşta evlenmiş ve genç yaşta anne olmuştu.Aile içi şiddet nedeniyle, o zamanlar dört yaşında olan küçük kızıyla, yuvasından ayrılıp baba evine dönmüştü. Allah’ tan bir işi vardı. Her zaman, bir kadının, ekonomik özgürlüğünün, olması gerektiğine inandığı ve hayatını öyle kurduğu için, kendisini ve kızını perişan eden, böyle bir ortamda yaşamak zorunda değildi. Ne yazık ki, pek çok kadın sosyo- ekonomik nedenlerle, istemedikleri yaşam koşullarını, devam ettiriyorlardı.

Bir de, şu an yaşadığı ülke kadınlarına ve onların sahip oldukları olanakları gözden geçirdi. Aile içi şiddet ve kadına uygulanan her türlü onur incitici olaylarda, kadının korunması konusunda , ekonomik ve sosyal bütün yaptırımlar işler haldeydi. Kadınların, kendilerini güvende hissetmeleri en doğal haklarıydı. Üstelik de, en güvenlikli yerleri evleri olmalı, kadın ve çocuklar şiddetin yaşandığı ortamdan, çıkma haklarını kullanabilmeliydi. Şiddet uygulayanın, kurbanlarıyla aynı yerde, bulunmasının mümkün olmaması ve şiddet uyguladığı çocuğu görme hakkını, elinden alınması gibi düzenlemelere gidilmekteydi. Ev içi şiddetin, ortadan kaldırılması ve ailelerin korunması için kararlı yaptırımlar vardı.

Burası, kadın ve erkeğin kelimenin tam anlamıyla, eşit olduğu ender ülkelerden bir tanesiydi. Burada farklı kurallar geçerli olup. çifte standartlar uygulanmıyordu. İş ilanlarında bile, cinsiyet ve yaş gibi ayrımcı özelliklerden söz etmek yasaktı. Kadınlar, her istediklerini söyleme ve yapma özgürlüğüne sahip olup, kimse onları namuslu ve namussuz diye sıfatlandırmazdı. Erkekler, kadınları yalnızca seks objesi olarak görmez ve kadını dış görünüşü nedeniyle ıslık, laf atma ve korna çalma gibi çağ dışı hareketlerle aşağılamazlardı.Yapılan araştırmalara göre, bu ülkedeki idareci kadın oranı, bizim ülkemizin altı katı, parlamentoda bulunan bayan oranı, bizim ülkemizin yedi katı, yine kadınlarda yüksek öğrenim seviyesi, bizim ülkemizin dört katıydı.Bu ülkenin refah seviyesinde, dünya birincisi olmasının katkısı olabilirdi. Ama; yüzlerce değişik etnik grupların yaşadığı bu ülkede, bütün insanlara eşit, insan hakları verilmesi, bu ülkeyi refah seviyesinde, dünya birincisi yapmış olabilir, diye düşünmeden edemedi. Raşe, ilk geldiği yıllarda kendisine komik gelen görüntülere alışmıştı. Çünkü kadınlar, genellikle erkeklerin yaptıkları yol ve inşaat işçiliği hatta ağır vasıta şoförlüğü gibi işleri de kolayca yapıyorlardı.Aile içinde de kadın ve erkeğe ayrı rol verilmemişti.Önemli olan eşlerde kimin neyi yapmak isteğiydi.Raşe, bahçelerde çim kesen bayanları görünce hep şaşırırdı. Çünkü kendisi, hayatında çim makinasını bile çalıştıramamıştı. Genç kadın, yapılan diğer araştırmaları anımsadı. Buna göre kadınlar, dünyadaki işlerin dörtte üçüne yakın bölümünü yapıyor ama erkekler, dünyadaki paranın yüzde doksanı ile mal varlığının yüzde doksan dokuzuna sahip oluyorlardı.

Yine, bir dünya kadınlar gününde, pek çok ülkede kadınlar arası dayanışma ve kadınların toplumdan bekledikleri vurgulanacak ve yıllardır uğraşılan eşitlik, bağımsızlık, politik haksızlıkların ortadan kaldırılması, daha iyi yaşama ve çalışma kuralları elde etmek için, büyük çabalar gösterilecek ya da, bazı ülkelerde kadınlarımız, hiç seslerini çıkaramadan, alamadıkları haklarının, verileceği günleri düşleyeceklerdi.

Raşe, Ömer Hayyam’ ın şu ünlü sözlerini çok seviyordu.” Yaşadım bütün boyutlarıyla, evrene insan gözleriyle bakmanın mutluluğunu.”
( Raşe 5 başlıklı yazı BelkızGÜNAYDIN tarafından 15.11.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu