İnce eleyip
sık dokumazsan,
Gelmez iki
yakan bir araya.
Rahmani ilimlerle
hem hal olmazsan,
Kezzap dökülür
gönüldeki yaraya.
İnce eleyip
sık dokumazsan,
Yolların girer
çıkmazlara.
Kamillerin
meclisinde az konuşmazsan,
Lakabın çıkar
haylazlara.
İnce eleyip
sık dokumazsan,
Kalmaz sofranda
bereket.
Ya göründüğün
gibi, ya da olduğun gibi olmazsan,
Yaradan etmez
sana mağfiret.
İnce eleyip
sık dokumazsan,
Kalmaz gözlerinde
fer dizlerinde takat.
Emredildiği
gibi yaşamazsan,
Şeytan vurur
ha bire tokat üstüne tokat.
İnce eleyip
sık dokumazsan,
Geçmez asla
gönül sıkıntın.
Şanı yüce
Allah’ın ipine tutunmazsan,
Ziyadeleşir
malayani takıntın.
İnce eleyip
sık dokumazsan,
Varlıklar
içinde yaşarsın yoklukları.
Sahip olduklarına
şükretmezsen,
Sen yaşadıkça
göremezsin bollukları.
İnce eleyip
sık dokumazsan,
Bu üç
günlük fani dünyada olamazsın mutlu.
Yerin göğün
sahibini zikretmezsen,
Yarınların
olmaz umutlu.
İnce eleyip
sık dokumazsan,
Halin ahvalin
pür yaman olur mizanın önünde.
Şeytani yollarda
yolcu olursan,
Zebaniler
en kıvrak çiftetelliyi oynar düğününde.
İnce eleyip
sık dokumazsan,
Buz gibi
sular dindirmez gönül hararetini.
İnsanlıktan
nasibini almazsan,
Akrep yılan
ve çıyanlar yerler nazik etini.
İnce eleyip
sık dokumazsan,
Hasret kalırsın
içten gülmelere.
Ölmeden önce
ölümü tefekkür etmezsen,
Şiar edinirsin
kendini hayâsızca gülmelere.
İnce eleyip
sık dokumazsan,
Hasret kalırsın
deliksiz şirin uykulara.
Nefsin şeytani
heves ve arzularından uzak durmazsan,
Düşersin dipsiz
kuyulara.
İnce eleyip sık dokumazsan,
Okuduğunu
anlayamaz, anladığını da yaşayamazsın.
Muhabbet fedaisi
olmazsan,
Doksan dokuz
esması olan, Allah’ın rızasını kazanamazsın.
26/ Ağustos/
2015