Dar Gelirli Küçükesnaf Hikayeleri - 1 -
Berberde
Öyle gitmiş oturmuşum berber
Kâzım'ın koltuğuna pelte gibi, yorgunum da zaten. Başlıyoruz memleketi
kurtarmaya en kallavisinden. Ben tıraş olurken bitişik dükkân komşuları da
geliyorlar içeriye, hadi biz iki kişi kurtaracak iken beş on kişi oluyoruz
memleketi kurtaracak. Bu kadar kurtarıcı oldu mu memleket kurtulacağı varsa da
batar zaten, çünkü her kafadan bir ses çıkar.
-Ya arkadaş emekli maaşlarına
üç kuruş zam yapmışlar yine Ahmet.
-Daha ne istiyorsun Kâzım
usta? Ya hiç yapmasalardı, üç kuruş beş kuruş, zam zamdır birader, değme
keyfine gitsin sırtın yere gelmez artık...
Sırtına şöyle kuvvetlice
vururum.
O arada büfeci yan komşu lafa
girer.
-Ahmet ağabey haklı Kâzım
usta, sen de zammı beğenmiyorsun, daha ne yapsın adamlar, ne güzel yönetiyorlar
ülkeyi. Öbürleri kaşık ile verip de kepçe ile alıyorlardı, bunlar hiç olmazsa
kaşık ile verip yine kaşıkla alıyorlar.
-Yaaa!!! Siz beni kandırıyorsunuz,
kaşık ile verip kaşık ile aldın mı yine bir şey kalmaz elde dostlar. Kaşık ile
verdi mi çay kaşığı ile alacak ki devlet, kâra geçelim değil mi?
Müzmin muhalif Berber Kâzım
asabidir biraz, az sinirlenir. Sinirlendi mi de boynunun damarları çıkar hafif
hafif.
-Ya ne diyorsun sen büfeci,
benim şartelleri attırma, ne kaşığı ne kepçesi. Ben hem vallahi hem billahi
askerde bu kadar sürünmedim arkadaş. Eve bir gidiyoruz, ertesi gün cepte beş
kuruş para yok, sanki buhar oldu da gezegen değiştirdi paralar. Mal sahibi de
vicdansız zırt pırt zam ister durur hınzır, ne edeceğimi şaşırdım ki sorma
birader...
Kahveci İdris Ağabey girer o
arada içeriye.
-Ne o ağalar, yine hükümete mi
atıp tutuyorsunuz hele deyin bakalım. Bak benim hükümette adamlarım var ha ona
göre, bir tüyo çaksam hepinizi attırırım içeri, konuştuklarınıza dikkat
edesiniz karışmam sonra kapıma gelip de biz ettiydik sen etme ağam demeyin...
Berber Kâzım hafif yollu
sinirlenir Kahveci İdris'e
-Ya İdris emmi yürü git bir de
seninle uğraşmayalım. Senin adamların varsa, Ankara Emniyeti'nin yarısı benim
dostum, sen ne diyorsun. El mi yaman bey mi yaman görürsün sonra ha!!!
İdris Emmi ortalığı kızıştırır
ve bardakları alıp dışarı çıkar. Büfeci tekrar lafa girer.
-Tamam o zaman ağabey, bir
daha ki seçime bunlara oy vermeyelim. Ben vermedim zaten, sen de vermemişsin,
Ahmet ağabey hiç vermemiştir. İyi de ağabey bu adamlar yüzde elli oy aldı,
demek ki her iki kişiden biri vermiş. Biz dört kişiyiz burada kimse vermemiş de
bunlar daha nasıl iktidar oluyor anlamış değilim, hatta anlama özürlü de değilim,
Arap bile olayım...
Bu arada Berber Kâzım'ın hem
eli çalışmakta hem de çenesi işlemektedir.
-Geçen gün bizim kızdan iletişim
tasarım dersi için dört yüz milyonluk fotoğraf makinesi istemişler, ne yapacağımı
şaşırdım arkadaş, bunlar ya dayak yememiş ya da sayı saymasını bilmiyorlar. Ben
nereden bulayım dört yüz milyonu da fotoğraf makinesine vereyim. Sabah hanıma
zar zor yirmi beş lira bıraktıydım, suratıma '' Akşam eve gelsen de olur,
gelmesen de olur gibi'' manalı manalı bir baktı, yerin dibine geçiyordum, ama
ben de ona ''Sen paranın nasıl kazanıldığını biliyor musun sanki, ben o yirmi
beş lira için yirmi beş takla atıyorum'' der gibi bir baktım içimden yüzüne karşı,
anlamıştır herhalde...
Büfeci lafa girer.
-Ağabey takma kafana var da
veriyorsun alıyorsun fotoğraf makinesini, ya olmasaydı ne yapacaktın şükret
haline şükret...
Tekrar berber.
-Olduğu da ne oluyor, borç
harç vallahi, gittim okula öğretmenine, hocam buna bir çözüm bulun zaten perişanlar
liginde küme düşüyoruz, bundan sonra da tekrar birinci lige çıkmamız imkânsız
dedim. Adam ne dese beğenirsin?
-Ne dedi?
-Kâzım bey çocuğunuzun geleceği
mi önemli yoksa üç kuruş paranız mı? Onlara para pul hikâye, tok açın halinden
anlamazmış, dört yüz milyon bizi hoplatıyor be ağam.
O arada tıraş da bitmiştir.
-Bilirim bilirim dört yüz
milyon bugün bizim gibi dar gelirli bol giderli insanlara çok para çok para.
Elimi cebime sokarım bir onluk
uzatırım.
-Hadi sağ ol Kâzım Usta,
ellerine sağlık bir aya kalmaz yine gelirim, kal sağlıcakla rast gelsin...
21.01.2012
(
Dar Gelirli Küçükesnaf Hikayeleri - 1 - başlıklı yazı
AhmetZeytinci tarafından
29.08.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.