Hayatın kitaplaşıp bir gün tozlu raflarda
Bulunursan anlarsın Suriyeli kardeşim.
Vatana ihanetle sonu hüsran saflarda
Bilinirsen anlarsın Suriyeli kardeşim.
Bir ders alman gerekir yaşadığın bu günden
Vazgeç öz kardeşine beslediğin o kinden
Hoyrat rüzgarlar ile çınar gibi kökünden
Yolunursan anlarsın Suriyeli kardeşim.
Yenir mi bu zehirin üzerine bal katsak,
Sen nasıl unutursun, eğer ki biz unutsak,
Ölümden daha acı, kendi yurdunda tutsak
Kılınırsan anlarsın Suriyeli kardeşim.
Kalbim parçalanıyor inan senin yasından,
Akil insan odur ki dönmeli hatasından,
Moğol ve Roma gibi, dünya haritasından
Silinirsen anlarsın Suriyeli kardeşim.
Bilmem payım var mıdır benim senin acında?
Ey Beşşar gider bir gün senin tahtın- tacın da.
Hallacı Mansur gibi bir gün darağacında
Salınırsan anlarsın Suriyeli kardeşim.
Ne tükenmez petrolün, ne de bitmez markın var,
Mazlumları öğüten, işleyen bir çarkın var,
Eskimiş bir gemiden, testiden ne farkın var
Delinirsen anlarsın Suriyeli kardeşim.
Cadı kazanı gibi, kayna ha durma kayna,
Görünenler ortada, gerekir mi hiç ayna?
Örnek o kadar çok ki, işte Irak, Ukrayna
Bölünürsen anlarsın Suriyeli kardeşim.
Hayatın kışı da var devam etmez yaz gibi,
Hala bugüne kadar çektiklerin az gibi,
Bu oyun böyle sürmez, kümesteki kaz gibi
Yolunursan anlarsın Suriyeli kardeşim.
Acıdır bir hiç için verilen bir can bile,
Senin kaderin midir bu gözyaşı, bu çile?
Ellerde davul olup düşman tokmağı ile
Çalınırsan anlarsın Suriyeli kardeşim.
Yanık Ozan, dertlenir atılan her havandan
İnsanlık pay almalı şu anlamsız davandan,
Yıllardır yaşadığın toprağından, yuvandan
Alınırsan anlarsın Suriyeli kardeşim.
Muhammet AVCI Şubat 2014