Dikkat ederseniz tüm meal yazarları erkektir. Bu da, Arapçada birden fazla manaya gelen kelimelerin, erkek hakimiyetine uygun yönde anlamlandırılmasına neden olmuştur. Bir kısmı da çeviri yaparken diğer meallerin etkisinde kalmış ve çoğunluğa uymuştur. Oysa Kuran'daki kelimelere mana verilirken, Kuran'ın kendi bütünlüğü içinde değerlendirilmesi gerekir.
Nisa Suresi 34. ayette Allah, nuşuzundan, yani iffetinden endişe edilen kadınlara karşı izlenecek yolu tarif eder. Meallere bakarsanız nuşuz kelimesi çoğunlukla "itaatsizlik, başkaldırma" olarak çevrilmiştir. Bir kaç mealde ise "sadakatsizlik, iffetsizlik, serkeşlik" manası verilmiştir. Aynı kelimenin geçtiği Nisa Suresi 128. ayette erkeğin nuşuzundan bahsederken, kelimeyi daha önce itaatsizlik olarak çevirenlerin bu kez "ilgisizlik" manası verdiği görülür. Elbette bu durum oldukça manidardır.
İlgili ayette Allah, iffetinden endişe ettiğiniz kadınları uyarın, yataklarınızı ayırın ve onlardan vazgeçin ya da çıkarın der. Onları dövün diye çevrilen "idribuhunne" kelimesinin kökü "DaRaBa" fiilidir. Daraba, Arapçada en zengin manaya gelen kelimelerin başında gelir. Kuran'da bu kelime "seyahat etmek, vurmak, ortaya koymak, örnek vermek, çıkarmak, mahkum olmak, muaf tutmak, açıklamak manalarında kullanılmıştır. Kuran'da geçmeyen manaları da vardır. Mesela kitabı darb etmek, kitabı yayınlamaktır, dövmek değil. Çadır darb etmek, çadır kurmak manasındadır. Para darb etmek, parayı basmak demektir. Darphane buradan gelir. Türkçede "yüz- yüzmek" dediğinizde rakam, denizde yüzmek, deriyi yüzmek, insan yüzü... gibi farklı manalar anlaşılır. Daraba fiili de aynı özellikler gösterir. Bu kelimeye mana verilirken, içinde geçtiği cümle ve Kuran'ın genel mantığı göz önünde bulundurulmalıdır.
Örneğin aşağıdaki ayette darabe fiili vazgeçmek olarak kullanılmıştır. "İdrip" emir kipidir. Aynı fiil Nisa Suresi 34. ayette emir kipi ile kullanılmıştır. Ve manası "vazgeçin" olmuştur.
Haddi aşan bir toplumsunuz diye mesajı size iletmekten vaz mı geçelim? (Zuhruf Suresi, 5 )
Peki neden "vurun" değil de "vazgeçin"? Kuran'da kadın erkek ilişkilerinden bahsedilen ayetleri incelemek, konunun anlaşılması için kafi olacaktır.
Bakara 226'da kadınlarına yaklaşmamaya ahd edenlerin (boşanma kararı alanların) ayrı yaşama süresi 4 aydır denir. Bu süre içinde barışırlarsa Allah affedendir der. Bu ayette geçimsizlikten dolayı kadını dövmek gerektiğinden bahsedilmez. Böyle bir durumda ayrı kalınması ve durumun sağlıklı muhakeme edilmesinden sonra boşanmak ya da geri dönmek konusunda karar verilmesi gerektiği anlatılır.
Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenler dört ay beklerler. Eğer (bu müddet içinde) kadınlarına dönerlerse, şüphesiz Allah çokça bağışlayan ve esirgeyendir. (Bakara Suresi, 226)
Talak Suresi 2. ayette de geçimsizlik halinde iki yol gösterilir. Ya iyilikle tutmak, ya da güzellikle ayrılmak. İyilikle kadını tutmak mümkün olmuyorsa, onu dövebilirsiniz denmez. Tam tersi, güzellikle bırakın denir.
Bekleme sürelerinin sonuna yaklaştıkları zaman onları ya iyilikle ve güzellikle tutun, ya da güzellikle ayırın... (Talak Suresi, 2)
Nur Suresinin başındaki ayetlerde erkeğin, hanımına yaptığı bir zina suçlaması anlatılır. Yani Nisa 34'deki gibi geçimsizliğin en şiddetli hali olan, eşin iffetinden endişe edilmesi durumundan bahsedilir. Nur Suresi 6-7-8'e göre erkek ve kadın ilgili konuda 4 er kez yemin eder. 5. yeminin ardından kadının sözü geçerli kabul edilir ve üzerinde bir ceza uygulanmaz. En şiddetli geçimsizlik halinde dahi kadının sözüne itimat ediliyor ve ceza almıyorsa, Nisa 34'de nasıl dayak yiyebilir?
Aşağıdaki ayette aile içinde her hangi bir sebepten dolayı geçimsizlik oluşması halinde yapılması gereken, peygamber üzerinden anlatılır.
Ey Peygamber! Eşlerine şöyle de: “Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de sizi güzellikle serbest bırakayım.” (Ahzab Suresi, 28)
Görüldüğü gibi geçimsizlik olması durumda peygambere, eşlerini dövmesi değil, onlardan güzellikle vazgeçmesi söylenir. Tahrim Suresinin başındaki ayetlerde de peygamber ve eşleri arasında oluşan geçimsizlikten ve sonucunda boşanmadan bahsedilir. Kısacası geçimsizlik söz konusu olduğunda Allah vazgeçin, boşanın der. Dövün demez. "Peygamberin özel hayatından bize ne" diyen bir kısım insana da cevap olsun bu detaylar. Allah müminlerin sorumluluklarını ayetlerde bildirir ve peygamber kıssaları ile de örneklendirir. "Peygamberlerde müminler için güzel örnekler vardır" der mealen.
Sonuç: Erkeğine ihanet eden ya da geçimsizlik yapan bir kadını dövmek zaten çözüm değildir. Çözüm bu tutumuna devam eden kadını güzellikle bırakmaktır. Boşanana kadar yine erkeğin sorumluluğundadır kadın. Hatta boşandıktan sonra dahi erkek, kadını korur ve kollar.
Allah "Onda 'sükun bulup durulmanız' için, size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da, O'nun ayetlerindendir." (Rum Suresi, 21)der. Evlilikte sevgi ve merhamete dayalı huzur ve güven ortamı anlatılır ayette. Erkeğin kadın üzerindeki hakim ve sert tavırları, kadına şiddet uygulaması, aradaki sevgi ve merhamete dayalı huzur ve güven ortamını ortadan kaldırır. Ayetlerin hükmüne terstir.
... Onlara (kadınlara) 'darlık ve sıkıntıya düşürmek amacıyla' zarar vermeyin...(Talak Suresi, 6)
İslam'ın en hoşgörülü ayetlerinden birini şiddete bulayanlar ve buna inananlar bir düşünsün; Siz, eşiniz sizi aldatırsa uyarıp yatağınızı ayırır mısınız? Yine devam ederse ondan vazgeçip güzellikle bırakır mısınız? Sanmıyorum. Aldatıldığını öğrendiği anda pek çok kişi tekme tokat perişan eder kadını... Ama Allah sadece ayrılmanızı söylüyor. Kadın bu tutumundan vazgeçerse de ona karşı bir yol aramayın diyor. Mükemmel bir hoşgörü elhamdülillah.
Erkekler kadınları gözetmekle yükümlüdür. Zira Allah, her birine farklı yetenekler ve özellikler vermiştir. Nitekim erkek evin geçiminden sorumludur. Erdemli kadınlar (Allah'ın yasasına) boyun eğer ve Allah'ın korumasını emrettiği (onur ve iffetlerini) tek başına bile olsalar korurlar. Onur ve namusları konusunda endişe duyduğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarınızı ayırın, nihayet vazgeçin. Ancak sizi dinleyip vazgeçerlerse onlara karşı bir yol aramayın... (Nisa Suresi, 34)
Mehtap Gözükan
https://www.facebook.com/MehtapGozukan
https://twitter.com/MehtapGozukan