Bıktık artık sürekli felaket tellallığı yapan
saçma sapan, çok büyük bütçeli Amerikan Filmlerinden. Teknolojiyi son derece
büyük bütçeler ile kullanıp, çok fazla para harcayıp, dünyanın batışına veya
çok büyük felaketlerin oluşuna ait filmler yapıyorlar. Bizim ve diğer az
gelişmiş ülkelerin kültür düzeyi düşük insanları da bu filmleri çok büyük sanat
eseriymiş gibi ağzı bir karış açık seyrediyor. Yeter artık yeter. İnanın bizim
Kemal Sunalların, Şener Şenlerin komedi filmleri bunlara elli basar elli o
kadar iddialı söylüyorum bunu...
Hepinizin bildiği gibi Holywood uzun bir süredir dünya sinemasının merkezi
olmayı sürdürüyor. Bu gün ABD, insanlık olarak olmasa bile, dünyanın teknoloji
bakımından gelişmişlik düzeyi en üst seviyede ki ülkelerinden biri. Haliyle
sinema sanatlarında, kendi emperyalist düşüncelerini de filmler yoluyla,
gelişmekte olan ülkelere çaktırmadan ya da alenen dayatmaya çalışıyorlar.
Filmlerin içinde bir dolu subliminal mesaj olarak adlandırılan yapılanmaları da
gözümüze gözümüze sokarak hem de...
Bana ne kardeşim hayali kahraman Rambo'dan. Yok, gitmiş Afganistan'da
komünistler ile mücadele etmiş, Vietnam da özgürlük için savaşmış. Bunların
hepsi masal en alasından. Utanmadan bazı densizler de kahraman Mehmetçiğimize
Türk Ramboları diye isim takmaya kalkıyorlar. Cahilliğin daniskası denir
bunlara. Ezelden beri benim askerimin adı Mehmetçik'tir bunu o mankafanıza
iyice sokun artık.
Korku filmleri, yaratılan bir dolu hayali kahraman. İnsanlıkla, yaşam ile,
hayatın gerçekleri ile hiç ilgisi olmayan yaratığımsı canlılar. ET, King Kong,
Jurassic Park'da ki milyarlarca yıl önce soyları kurumuş dinozorlar, dev
kertenkeleler. Ha keza dizilerinde de bizim toplumuz ile hiç ilgisi olmayan
yaşayış tarzları, fast food türü ucube bir yemek kültürü. Garip garip
konuşmalar, Aman Tanrım, Lanet Olsun gibi, Oovvv, Vavvv vb. Kimlerin
lanetlenmiş olduğunu Allah cc zaten biliyor.
Hollywood Sinema Endüstrisi bütün dünyaya her sene sayısız diyebileceğimiz
miktarda film satıyor. Amerikan Sineması artık bir endüstri halini almış.
Filmlerin bütçeleri korkunç büyüklükte şimdilerde. Filmlerin hâsılatları bazı
küçük ülkelerin neredeyse ihracat rakamlarını bile geçiyor. Tabi ki sinemanın
en büyük amaçlarından biri, emperyalizmi ve buna bağlı olarak Amerika'nın
kültür emperyalizmini yaymaktır.
''ABD'de ortaya çıkan tüm filmlerin hizmet ettikleri yer aslında aynıdır.
Amerikan bağımsız sinemacılarının bazıları hariç. En büyük görevleri ABD'yi
olabildiğince yüceltmek ve ABD'yi dünyanın jandarması ilan edip, bütün
toplumları ABD'nin himayesine sokup ve o sayede olabildiğince dünya halklarını
sömürmek ve kendi ideolojilerini bu sayede yaymaktır amaçları. Şimdi bazı
filmlerle bu savımızı somutlaştıralım. İlk filmimiz Top Gun Baş rol oyuncusu
Tom Cruise genç ve yakışıklı bir donanma pilotudur. Ve ABD'li gençleri
pilotluğa yöneltmek için Körfez Savaşı öncesi çekilmiş bir filmdir. Genç ve
güzel kızlarla birlikte olan Tom Cruise Top Gun ödülünü de alarak başarısını
taçlandırmıştır. Bu yıllarda sinema salonlarının yakınlarına askerlik şubeleri
açılmış ve orduya başvuru inanılmaz derecede artmıştır. Cinsellik ve başarı ile
insanların akıllarını çelen onların kanına giren bu film ABD emperyalizminin en
çok ekmeğini yediği filmlerden biridir.''
Yaklaşık on bin kere seyrettiğimiz Rambo, Rocky, Karate Kid, ve bir dolu kovboy
filmleri. Belli aralıklarla yirmi otuz sene önce çevrilmiş bu filmleri önümüze
tekrar tekrar sürüp beynimizi dumura uğratmaya çalışıyorlar. Bir aksiyon
filminde parçalanan onlarca araba. Şimdilerde bizde de moda oldu aksiyon
dizileri ve filmleri. Bir kanalda mafya özentisi bir dizi başlıyor hemen devamında
başka bir kanalda benzeri bir dizi başlıyor. Birbirlerine nispet yapıyorlar
adeta. O mafya bozuntusu dizelerde durmadan figüranları telef ediyorlar, sonra
ne oluyor, hepiniz biliyorsunuz. Benim özenti gençliğim bunlardan örnek alıp
ufak çaplı çeteler oluşturuyorlar kendi aralarında. Sözün özü, topluma şiddet
kültürü aşılayan ve emperyalizmi dünyaya yaymak, az gelişmiş ülkeleri daha
güçlü sömürebilmek için yapılmış bu filmleri, dizileri (yerli ya da yabancı)
mümkün olduğunca seyretmemek yapılabilecek en akıllıca iştir diye düşünüyorum.
Hepinize en derin sevgi ve saygılar...