Bir fırtına
öncesindeydik
Umutlar kırılgan
Hayaller viran
Soluyordu yüzümüzün
yaprakları
Gözlerine bakarken…
İçindeki vahaya
Tevazu biriktirmiştim
Susarken parıldayan
güneşe
Karanlığa ağladım
Çığlığımı duymadı
hiç kimse
İçim bile
Pare pare dağılırken…
Kıyılara vura vura
Tükendikçe dalgalar
Adımızı yazdılar
kum dağlarına
Bir bir nasılda
silindi bütün izler
Çare bulamayınca
dalgalar
Kayalarda ağladılar…
Dindi ruhumu
tutuşturan ateşin
Amansız fırtınalarım
dindi
Küllendi vuslatın
perdeleri
Geride kalan
Kalpteki iz
Bildiğin dupduru
deniz…
Şimdi bak yıkılmak
nasıl olur
Bak ve anımsa.
İzi silindiyse
anıların
Kırıldıysa umutlar
Dindiyse ruhumu
tutuşturan ateşin
Ey tarihe ışık
tutan kâtibe
Al eline kalemi ve
yaz bu emsalsiz anı
Böylesine pespaye dağılmışken
Aşk bile kurtaramaz
insanı…
Âdem Efiloğlu
Not:
Hiçlik makamındayım, sözcükler yine sarhoş,
Yokluğunda
kayboldum, lezzeti biraz mayhoş.