Metro, yani
yeni bir ifade ile yeraltı treninde gördüm o güzellik yarışmasının tanıtım
afişini ilk defa lakin bu öyle bildiğiniz güzellik yarışmalarından değil. Sülün
gibi mayolu kızların sıra ile geçtiği ve milli çapkınların onları göz ucuyla
hem süzdüğü hem de seçtiği yarışmalardan değil kesinlikle. Bu bir kedi güzellik
yarışması. Hem de afişte bu yıl yapılan yarışmanın dördüncü yarışma olduğu
belirtilmiş. Yarışmanın tam adı aynen şöyle 4. Ankara Kedisi Güzellik
Yarışması. Düzenleyen belediye de Ankara ilçe belediyelerinden Pursaklar
Belediyesi. Daha önce ki üç yarışmayı hiç duymamışız, hiç tanık olmamışız demek
ki her ne hikmetse... Yarışma ile ilgili resmi açıklamalar aynen aşağıda ki
gibi şu şekilde
''Pursaklar Belediyesi, hem Ankara ile özdeşleşen Ankara Kedisinin neslini
korumak ve bunu dünyaya tanıtmak hem de hayvan sevgisini teşvik etmek amacıyla
dört yıldır Ankara Kedisi Güzellik Yarışması düzenliyor. Geçen yıl üçüncüsü
yapılan ve kamuoyu tarafından takdir edilen yarışmanın bu yıl dördüncüsü düzenleniyor.''
''21 Kasım'da gerçekleşecek olan yarışmanın başvuruları 19 Kasım'a kadar
yapılacak. Geçen yıl olduğu gibi bu sene de kıyasıya yarışacak olan kediler,
sahiplerine birbirinden farklı ödül kazandıracak. Yarışmada dereceye girerek
1'inci olan kedi sahibi İtalya Turu'na katılacak. 2'nci olan kedi sahibi
Akdeniz Tatiline gönderilecek. 3'üncü olan kedi sahibi ise Karadeniz Turu'na
katılacak. Ayrıca tüm yarışmacılar için sürpriz hediyeler olacak.''
Kedileri çok sevdiğimi bütün eşim, dostum, akrabalarım, çoluk çocuk cümle âlem
de bilir. Yıllarca aile apartmanımızda kedi de besledik. Halen iş yerinde
onlarca kediyi besliyoruz. Sokak kedisi de olsa, bazısı yabani de olsa,
kimileri de uysal, yüksünmeden bakıyoruz. Yirmi tane kedimin arasında bir on
tane kadarı da hem cana yakın, hem de kendilerini sevdirirler de, zaman zaman
dükkânın kapısından da girip çıkarlar. Hemen kedileri toplayıp(Tabi uysal
olanları kast ediyorum.) bu yarışmaya en kısa sürede hazırlanmamız ve de
katılmamız lazım diye geçiriyorum kafamdan. Ama kediler ne geçiriyor kafasından
bir de ona bakmak lazım gelir...
Ertesi gün topladım bu zibidilerin hepsini, zibidi dediklerim ayaklarıma
sürtünüp, omzumda gezdirdiklerim. Bir bir durumu anlatacağım. Bakalım hangileri
istekli hangileri yan çizecek. Hepsi geçtiler karşıma. Başta Duman, yanında
Boncuk, Tırmık, Boksör, Toraman, Çakır, Badem, Tarçın, bir de en sonda Zilli...
Öbür yabaniler zaten sevdirmezler kendilerini isimlerini de bilmem. Öğle
vakitleri yemeklerini de sağ olsun getirmişti arkadaşlar
- Eyyy kedi milleti biliyorum ki hepiniz beni yani Ahmet ağabeyinizi
seversiniz.
Miyav miyav ve de miyav sesleri havada yankı yapar. Devam ederim.
- Bakın bir güzide belediyemiz Pursaklar Belediyesi Ankara Kedileri arasında
güzellik yarışması düzenlemiş. Sizlerin içinden bir iki tanesini bu yarışmaya
götürmek isterim var mı aranızda gönüllü olan yoksa ben mi seçeyim içinizden.?
Yine mırrr mırrr ve de mırrr sesleri... Elimi Duman'a doğru uzatırım.
Gözlerinin içine de bakarak.
- Sen Duman katılmak istemez misin bu yarışmaya?
Duman biraz duraksar bir iki mırr ve de mırrr çeker.
- Vallahi Ahmet ağabey şimdi bir şey söyleyeceğim bozulacaksın herkes beni
Ankaralı, Ankara Kedisi bilir de ağabey ben Ankara Kedisi değilim aslen
Kastamonuluyum, oradan geldim buraya hem de bir meyve sebze kamyonunun
arkasında...
Hmmm! Düşündürücü gerçekten. Ne yapsak ki? Çakır'a dönerim. O da sevimli mi
sevimli bir dişi, sevgilisi bile var keratanın.
- Çakır sen ne dersin bu yarışma için gel seni götüreyim beraber katılalım,
kazanırsak ödül de var kızım hem sana hem de bana birlikte tatile gideriz
kerata.
O da bir iki mırrrrr ve de çok uzuuuun bir mırrr çektikten sonra...
- Ahmet ağabey ben de seni severim bilirsin biz de çok emeğin var Allah için
inkar edemeyiz, çok besledin bizi, hala da beslersin ama ben de Ankaralı değil
Kayseriliyim ağabey. Ankaralıyım diye katılırız yarışmaya sonra Kayserili
olduğum anlaşılır da hem sen hem de ben rezil rüsva oluruz be ağabey.
Yok, arkadaş yok, benim bu yarışmaya buradan bir kedi ile mutlaka katılıp o
ödüllerden birini, hatta becerebilirsem en büyük ödülü yani İtalya seyahatini
kazanmam lazım. Hiç de görmedim ha İtalya’yı, tahminim yarışmayı kazanırsak o
kedicik de görmemiştir. Gideriz gitmeye güle oynaya ki gitmeden de benim
İtalyancayı az buçuk da olsa öğrenmem lazım. Tabi kedicik de kedi İtalyancasını
öğrenecek ki orada ki İtalyan kedileri ile birebir muhatap olabilsin... Ama
durun yahu daha seçemedik bile Ankara'da ki yarışmaya götüreceğimiz kediciği...
Bir de şu en sonda ki Zilli'ye kanca atayım bakayım.
- Kızıııım Zilli ne de tatlıymış benim Zilli'm aman da ne güzel miyavlarmış hem
sol majörden hem de re minörden. Haniymiş benim kızım? Gelsin bakayım Ahmet
Amcasının yanına hele de bir. Hem de beyaz bu ya kesin Ankaralıdır altıncı
yedinci ve de sekizinci hislerim eğer beni yanıltmıyorsa?
Dönerim Zilli'ye
- Kızım senin ile katılalım mı ha ne dersin bu yarışmaya gidelim aslanlar gibi
(Aslanda kedigillerden ya o sebep ile)yarışalım hem de şu birincilik ödülünü
alalım gelelim.
Zilli biraz mırıldar, biraz eşelenir. Biraz da ayaklarıma sürtünür...
- Tamam ağabey ben Ankaralıyım Ankaralı olmasına da ben bu yarışmaya katılamam.
Şaşırırım önce sonra dönerim Zilli'ye
- Niye kızım buranın en güzel kedisi sensin hem vallahi hem de billahi kesin
derece yaparız biz bu yarışmada senin ile hem de haso, safkan Ankaralısın belli
ki gel katılalım ödülleri alalım da gelelim benim güzel kızım.
Zilli yine huysuzlanır bir iki mırrrr ve de mırrr der yine .
- Ben katılamam ağabey bu yarışmaya bu sene, seneye olsa belki.
Yine kızarım Zilli'ye
- Ya kızım niye böyle yapıyorsun güzel olduğunu sen de biliyorsun ben de
biliyorum gel inat etme de şu yarışmaya katılalım İtalya Seyahatini kapalım hem
orada İtalyan kedileri ile tanışır İtalyan kedi mamalarının ve pizzaların
tadına da bakarsın.
Zilli üzgündür biraz da dertlidir.
- Ağabey ben karnımda şu anda beş tane yavru taşıyorum yani senin anlayacağın
hamileyim olmaz ağabey hamile hamile ben o yarışmaya katılırsam hem çocuklara
hem de bana Allah korusun bir zarar gelir belli mi olur? Tüh iyi de bir
yarışmaymış ödülü de iyi imiş ama ne yapalım seneye belki hamile olmadığım bir
zaman denk gelirse düşünürüz. Hem zaten bebelerimin babası da izin vermez onu
da anti parantez belirteyim...
Bunu duyunca tabi bayağı ümitlerim kırıldı kedilerden ve yarışmadan yana.
- Ya Zilli sen de adın gibi amma zibidi bir kedisin hiç hamile olmadığın bir
zaman rastlayamayacak mıyız senin de tüh ki tüh!''
İşte böyle arkadaşlar. Sonra yarışma başvuru tarihi geldi geçti. Bu gündü son
başvuru. Biz de bu yarışmaya kedilerim ile çok istediğimiz halde katılamadık
gitti. Artık ileri ki yıllarda da mutlaka yine yapılır beşincisi ne mi olur,
altıncısına mı olur, yedincisine mi olur, birinden birine mutlaka
katılacağız...