Mazlumu, garibi hakir görmemiş
Her varlığa kucak açmış aşığım.
Alnına hiç mi hiç leke sürmemiş
Mazisi tertemiz geçmiş aşığım.
Hakkı savunmuşum zulüm çağında,
Yürümüşüm boranında, çığında,
Gecenin zifiri karanlığında
Ak ile karayı seçmiş aşığım.
Doğmuşum Yunus’un sevgi selinden,
Çalmış, söylemişim halkın dilinden,
Deryami’nin Efkari’nin elinden
Âşıklık badesin içmiş aşığım.
Dokunup yaramı sızlatanlara,
Hep pişmiş aşıma su katanlara,
Durmadan ardımdan taş atanlara
Gül ve gülücükler saçmış aşığım.
Çoğa meyletmedim, yetindim azla,
Yolum buluşmadı sevinçle, hazla,
Yorgun omuzunda, kırık bir sazla
Gariptir, ben benden kaçmış aşığım.
Gönlüm bir kervanın yükünü taşır,
Ahlarım, oflarım arşa ulaşır,
Yeryüzünde yalnız gölgem dolaşır
Ölmeden dünyadan göçmüş aşığım.
Yanık Ozan, yar olmadım zalimle,
Her bir kötülüğü kovdum elimle,
Hoşgörü çeşmemle, sevgi dilimle
Kini ve nefreti biçmiş aşığım.
Muhammet AVCI