Güneşi perdelesen,koynuna soksan ayı,
Hangi dilde söylesen,ben anlarım sevdayı...

Tam kırk sene okudum,sevdanın mektebinde,
Tüm binamız çöksede,mihrabımız yerinde...

Aşkla yanan gönülde,bil ki alınyazıyım,
Ezberim tamdır benim,ben aşkın hafızıyım...

Dallar kuşlara konuk, bak bülbüller ötüştü;
Şimdi ben söylüyorum,dinlemek sana düştü...

Çınlasam hangi telden,söylesem,hangi dilden,
Kırk yıl aradan sonra, yol bulur mu gönlünden?

Sevdaya divan durmak,yatmak içli bir sese!
Bil ki,benim kapından,zamansız kim geçerse...

Ben bütün zamanların,kaybettim hesabını,
Urba gibi,giymişim,sevdanın ayıbını !...

Biz çoktan dama attık,pabuçlarını kinin!
Nerde bulursan getir,utancını sevginin...

Dizlerim taşımasa,açarım gönlümde yer,
Ölsem bile bu yükle,inan herşeye değer...

Sanma gelen seslere,kulağım oldu sağır,
Bilirim; senden gelen,olmazdı gülden ağır...

Yeter ki,senden gelsin,alırım darasını,
Benden iyi kim bilir, bir gönül yarasını!...

İndirsen bu perdeyi,yüzünü dönsen aya,
Mecalim tükenmeden,yılları saya saya...




( Sevda Mektebi başlıklı yazı HayrettinYazcı tarafından 29.11.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu