Bu Nasıl Bir Sevgililer Günü
Nasıl düşünmeyeyim, nasıl düşünmeyeyim? Geldi kapıya dayandı neredeyse bir sevgililer günü daha. Bir aydır, yok yok altı
aydır onu düşünüyorum şu on dört şubat gelse de; ki kendileri az buçuk
''Sevgililer Günü'' oluyorlar, ben de sevgilime bir şeyler alsam. Karım da bu
duruma hayatta kızmaz ha, neden derseniz; bizatihi karım aynı zamanda
sevgilimdir de ondan, bilmem anlatabildim mi?
Yahu arkadaşlar bu meret, yani sevgililer günü yeni icat oldu sanırsam, yoktu
bizim gençliğimizde böyle özel günler fazla. Biz bir anneler gününü, bir de
babalar gününü, bir de Kabotaj Bayramını bilirdik gerisi hikâye ve hatta seri
halinde fotoroman bile diyebilirsiniz...
Bakayım dedim şöyle bir iki gün öncesinden vitrinlere, bir de fuar var başkentte.
Allah razı olsun adamlardan ne güzel düşünüyorlar da sevgilileri fuar yapıyorlar,
her bir şeyleri ayağınıza kadar getiriyorlar. Herkes bütçesine göre sevgilisini
düşünsün artık. İsteyen saç tokası alsın ya da bir demet çiçek, isteyende
milyarlık saat alsın.
Ne yapsam da fazla masrafa girmeden yırtsam bu sevgililer gününden, bir hinlik
düşünmeli, bir uyanıklık yapmalı, en az maddi hasar ile kapatmalı bu Aziz
Valentin denen arkadaşın bu özel gününü demeye kalmadı pat bir anda çocukluk
arkadaşım İsmail çıkmaz mı karşıma. Epeydir de görüşmemiştik kerata ile.
Ayaküstü iki üç dakika hoş beşten sonra ''Seni sıkıntılı gördüm birader'' dedi.
Döndüm İsmail'e ''Nasıl sıkıntılı olmayayım kardeşim yine geldi çattı on dört şubat,
elde yok avuçta yok, bizimkisi de hediye bekler haklı olarak, senede bir kere
kutlanan bir gün, kara kara düşünüyorum, Karadeniz'de gemileri batmış adamdan
daha beter durumdayım senin anlayacağın.''
İsmail şöyle bıyık altından hafifçe gülümseyip lafı tekrar aldı. ''Birader sana
bir akıl vereyim ama bunu da başkasına anlatma. Bu yaptığım numarayı benim hanım
yiyor, ama seninki yer mi yemez mi onu da bilemem.'' Şaşırıp duraksadım bir an.
''Hele anlat anlat İsmail belki benimki de yer belli mi olur.'' İsmail başını
hafifçe kaşıdıktan sonra, bir iki de öhö öhö yaptı '' Bak birader ben hanıma
geçen sene sevgililer gününün hükumet tarafından kanun hükmünde kararname ile
29 Şubata alındığını söyledim, arkadaşımın matbaasında da bir tane uyduruk
gazete bastırdım sanki sevgililer günü yirmi dokuz şubata alınmış gibi, onu da
aldım evde hanıma gösterdim, o da yedi bu numaramı'' şaşırmıştım bir anda
''Eeee ne olmuş yirmi dokuz şubata alındıysa hediyeden kurtuluş yok ki
birader.'' İsmail kıs kıs gülerek tekrar döndü bana ''Yahu anlamadın mı şubat
dört yılda bir yirmi dokuz çekiyor dostum, ben de dolayısı ile hanıma dört yılda
bir hediye alacağım bundan sonra dört yılda bir.'' Aklım o anda dank etti döndüm
İsmail'e ''Vallahi pes doğrusu İsmail senden korkulur senden korkulur.''
(
Bu Nasıl Bir Sevgililer Günü başlıklı yazı
AhmetZeytinci tarafından
13.02.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.