Dünya
çalkalanıyor. Orta Doğu Coğrafyası da hepinizin bildiği, gözünüzün gördüğü gibi
kan gölü. Bizim ülkemizde bu hainlerden ve bunların alçaklıklarından üzülerek
söyleyelim ki nasibini alıyor. Mezhepler arasında birlik ve beraberlikten
yoksun bir İslam Dünyası var karşımızda. İslam Dünyası, diğer dinlerde ki ve
ateist milletlerin dolduruşu ile birbirine düşmüş durumda, bir bölünmüşlük
yaşanıyor. Oysaki bu çok mezheplilik Rabbimiz olan Allah cc.'nin Kur'an da
işaret ettiği ve hiç de hoşa gitmeyen bir durumdur.''Bölük bölük bölünmeyin
sonra gücünüz azalır zayıflarsınız.'' buyurmuyor mu Rabbimiz. Ama kim okuyor ki
hakkıyla onun Kur'an-ı Kerim de yazdıklarını? Kim dinliyor ki Hazreti
Peygamberin zamanında ümmetine yaptığı nasihatleri, kim?
İlimden yoksun, bilim üretemeyen bir İslam Dünyasının varacağı yer yokluk,
yoksulluk, fakirlik, kargaşa ve hüzün dolu günler olacaktır bundan sonra. Ne
yüzle gelecekler birbirine düşen bu İslam Devletleri yarın bir yer de yapılacak
İslam Konferansı Toplantılarına. Şu an da Orta Doğu Coğrafyasında bir sürü
İslam Devleti emperyalist ülkelerin kuklası durumunda ve kuklalık durumundan da
pek rahatsız olmuşlar gibi görünmüyorlar. İpler kimin elinde, diye bir soru sorduğunuz
zaman, az çok yaşananları takip edenler de şöyle bir düşünmeliler ''Dünyanın en
büyük silah şirketlerine sahip devletler hangileri acaba?'' İşte bu sorunun
cevabı bu cümlenin içinde gizli; hatta gizli bile değil aşikâre, gün gibi
ortada...
Dünyaya ayar vermeye kalkan, tüm dünyayı kendi emelleri doğrultusunda dizayn
etmeye kalkan süper güçler de bir gün gelecek, oldukları yere çökeceklerdir.
Varsın bu gün onlar kuklacı durumunda olsunlar. Bu gün kukla gibi görünen
devletlerinde kendini bilen, vatansever, aklıselim sahibi insanları sabredip de
seslerini çıkarmıyorsa, mutlaka bilsinler ki taşları bile çatlatacak sabırları
vardır, lakin sabrın sınırları da zorlanırsa, gün gelir sabır taşları da
çatlar...
Bu gün dünya da süper güç olarak adlandırabilecek, o kategoriye sokabileceğimiz
beş altı ülke var hali hazırda. Dünya da bu ülkelerin pazar paylaşım
savaşlarına her zaman açık. Geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerin
zenginliklerini sömürmek ise bu emperyalist devletlerin artık hayat felsefeleri
olmuş, bundan vazgeçmelerini beklemek hayal olur. O zaman yapılacak hareket bu
emperyalistlerin oyuncağı olan ve olmaya aday ülkeleri bir an önce tatlı
uykularından uyandırmak ve kendi ülkeleri için güzel rüyalar görmelerini
sağlamaktır. Kukla devletlerin, bir şekilde satın alınan idarecileri her ne
kadar iş birlikçiler tarafından parlatılsalar da bu onların kukla olma
durumlarını değiştirmez. Gerçekten hüzünlüdür bir millet için devletlerinin
başında kukla idarecilerin olması. Kukla devletlerin kukla idarecileri şunu
unutmasınlar ki alkışı her zaman için kuklalar değil, kuklaların iplerini
elinde tutanlar alır, bu sanatta da böyledir devletlerarası ilişkilerde de hiç
şüpheniz olmasın...
Bir de sizlere geçmiş dönem kuklalarının laflarından alıntılar yaparak örnekler
verelim.''Padişah ve benim yegâne ümidimiz Allahtan sonra İngiltere’dir.''Damat
Ferit Paşa-Sadrazam. Bir diğer kukla Şerif Hüseyin ihanetinin bedeli
karşılığında hiç bir şey elde edemediği gibi, hayatının sonlarında dizlerini
döverek ''Ah ben ne yaptım ah ben ne yaptım yaptığımın cezasını çekiyorum.''
diyerek pişmanlık içinde ölmüştür. Bu örnekleri çoğaltmak tabi ki olası
günümüzde de, içimizde dolu bu tür kuklalar, bunların kimi eş başkan, kimi
bakan, kimi bir partinin ileri gelenlerinden. İnsan kılıklı kuklaları içlerinde
barındıran milletler, o kuklaları önemli mevkilere getirdiler mi ülkelerde ne
istikrar olur ne de aydınlık günler bekliyor olur o ülkeyi. Oyun bitip de kukla
perdesi indiği zaman kuklacı kuklaları kutusuna koyar ve başka oyunlara
hazırlanır, bazen eskiyen kuklalar kaldırılır yerine yeni kuklalar oyuna
sokulur. Halk uyuyor ve uyutuluyorsa tabi ki kuklacılara değil de kuklalara
odaklanacak ve uyku hali de devam edecektir. Anlayana sivrisinek saz anlamayana
davul zurna bile az demiş atalarımızda. Hepinize en derin sevgi ve saygılar
yine.