SEVGİLİ DEDECİĞİM,
Öncelikle selam ve saygılarımı sunar ellerinizden öperim.Göndermiş olduğunuz mektubu aldım.Yazdığınız her satır beni çok duygulandırdı.Vatan nedir diye sormuşsunuz;
"Vatan dediğimiz toprak parçası kanla yoğrulmuş bedeli canla ödenmişse adı vatandır.Vatan özgürlüktür,vatan hürriyettir, onurdur,şereftir.Vatanı vatan yapan çelik ve barut gibi sapasağlam olan, inanç, iman, azim dolu asil ruhtur."
Dedeciğim,yüzyılın son savaşlarında yıkılmaya yüz tutmuş bir imparatorluğunun halkı olarak inanç iman ve azimle savaşıldığında neler yapabileceğini tüm dünyaya gösterdiniz.Makus şansımızı yenmek için cepheden cepheye koştunuz. Düşman birlikleri karşısında kutsal topraklarımızı korumak için etten duvar örerken dayanışma ve cesaretin en güzel örneğini verdiniz.Yurdumuzun işgalinde, kiminiz Sarıkamış dağlarında donarak şehit düştü,kiminiz de Kilitbahir, Seddülbahir ve Conkbayırı'nda kurşun yağmurları altında.Diyetini ağır ödeyerek yurt parçası yaptığınız bu cennet vatan topraklarında özgür yaşamamız için esaretin zincirini kırdınız.Cephelerde düşündüğünüz tek şey vatan savunması, hürriyet davası, ölüm kalım mücadelesiydi.Canla başla bu görevi yerine getirerek tarihin altın sayfalarında yerinizi aldınız.Bu cennet vatan için,Malazgirt'de, Miryokefalon'da,Balkan savaşlarında, Çanakkale'de,Sarıkamış'da daha adını sayamadığım bir çok savaşta kahramanca mücadele verdiniz. Yokluğun varlığı yendiği 1.Dünya savaşında Çanakkale'nin geçilmeyeceğini dünyaya haykırdınız.
Dedeciğim,bayrak ve milletin istikbali söz konusu olduğunda arzu ve hayallerinizi bir yana bırakıp milletiniz için,belki de hiç göremeyeceğiniz torunlarınızın geleceği için, inandığınız değerler için,vatanın kurtuluşu için,savaşa koşarak gittiniz.Bunun için kiminiz okulunu,kiminiz köyünü,kiminiz nişanlısını,kiminiz karısını ardınızda bırakarak esir yaşamaktansa ölmeyi yeğleyen ruh ile savaştınız. Bayrağımızı yere düşürmediniz. Analarımızın bacılarımızın başını yere eğmediniz. Anadolu insanının söz konusu vatan olduğunda neler yaptığını ve gerektiğinde neler yapabileceğini gösteren bir destan yazdınız...
'' Bayrakları bayrak yapan üstünde ki kandır.
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır'' dediniz.
Bizi biz yapan değerlerimiz için ulusal onurumuza sahip çıkarak bu güzel yurdu bizlere armağan ettiniz.Vatan sevgisinin imandan geldiğini bizlere layıkıyla gösterdiğiniz için sizlere ne kadar teşekkür etsek azdır.Sizlere ant olsun ki,al bayrağımız sonsuza dek dalgalanacak,bu vatan sahipsiz kalmayacak.
Sahipsiz vatanın batması haktır.Biz sahip çıkarsak bu vatan batmayacaktır.
Nihal Atsız diyor ki:
''Sızlasa da gönüller düşenlerin yasından
Koşar adım gitmeli onların arkasından
Kahramanlık; içerek acı ölüm tasından
İleriye atılmak ve sonra dönmemektir.''
Dedeciğim, bu mektubu yazarken sanki bana:
"Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı
Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı
Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı"
dediğinizi duyar gibi oluyorum, gözlerim yaşarıyor tüylerim ürperiyor. Dedeciğim, bu toprakların her karış toprağında şehit kanı var.Bu milletin çocukları şehitlerine layık olmak zorundadır.
Sevgili dedeciğim,bu topraklarda özgür bir şekilde nefes alıyorsak ay yıldızlı bayrağımızın gölgesine sığınıyorsak bundan daha mutluluk verici bir şey olabilir mi? Şuan ki mutluluğumuzun ve huzurumuzun yegane sebebinin sizlerin verdiği emek sonucunda olduğunu biliyorum.Kutsal vatanımızı bayrağımızı bizlere armağan ettiğiniz için sizlere çok teşekkür ederim.Allah sizlerden razı olsun.Ruhlarınız şad mekanınız cennet olsun. Hepinize selam olsun.
......SELMA TÜRKYILMAZ......