Haberlerden öğrendiğimiz kadarı ilen, Doğu ve Güney doğu Anadolu’ da,
Özerk Kürdistan devleti kurulması için Kürt dostlarımız için çalıştığını
söyleyen, P.K.K. terör örgütü yönetenlerden birisi diyormuş’ ki, Türk’ ler bir sömürgecidir
bizler de onun için mücadele ediyor, bu sömürgecilikten kurtulmak istiyor kendi
devletimizi kurmak istiyoruz. Mücadelemiz bunun içindir diyorlarmış.
Ben ne tarihçiyim, ne bir gazeteci ne de bir
araştırmacıyım amma görsel ve yazılı medyayı takip eden sıradan bir vatandaşım.
Onun için bu konuda bir vatandaş olarak şu sömürgecilik konusunda, bildiğim
kadarıyla bazı konularda okurlarımın affına sığınarak görüşlerimi yazmak
istedim.
Tarih derslerinde okuduğumuz kadarı ile, Osmanlı
döneminde fed edilen yerlerdeki halklar kendi dini inançlarını, geleneklerini
kendi aralarında serbestçe yerine getirme ve dillerini’ de kendi halkları
aralarında kullanmaları için Padişahların serbest bıraktıklarını okumuştuk.
Yani bir nevi laiklik uygulanmışlar. Hiç bir padişah boyunduruğu altındaki
halkın, dini inancına müdahale etmemiş onları Müslüman yapmaya çalışmamışlar
sadece camiler yapılarak Müslümanlık dininin en yüce din olduğunu yaptıkları
eserlerle göstermeye çalışmışlar. Hiçbir dinin mabedine dokunmayarak işgalleri
altındaki halkın kendi inançlarına ait yapmaları gereken ibadetlerini istedikleri
yerde serbestçe yapmalarına izin vermiş olduklarını biliyoruz.
Osmanlılar döneminde Türk’ lerin, hem orta doğuda hem
Afrika üzerinde hem 'de Avrupa üzerinde pek çok ülkeleri fed edilmiş
olduklarını da biliyoruz.
Osmanlılar eğer sömürgeci bir devlet olsaydı, bu
ülkelerde, okullar medreseler açıp, Anadolu Türk dilini Türk geleneklerini
zorla’ da olsa, bu okullar vasıtası ile fed ettikleri ülkelerin insanlarına
küçük yaştan itibaren aşılamazlar mıydı?
Elbette ki aşılalar' da, şimdi hala oralarda bizim Anadolu
rüzgârları eser olurdu.
Ben hayatımda hiç yurt dışına çıkmadım, oralarda
gezmedim ama iyi bir belgesel meraklısıyımdır. İster Yurt dışı olsun ister yurt
içerisi belgeselleri televizyon kanallarından, takip etmeyi çok severim.
Bu gün gelişmiş devlere bakınca, Fransa İspanya
İngiltere olsun ve hatta İtalya olsun bunun gibi devletlerin zaman, zaman,
sömürgesi olarak, kendi sömürgesi altındaki ülkelerde bile kendi ana dillerinin
konuşulduğunu duyuyoruz biliyoruz. Bunun için sömürge ülkelerine gidip gezmeye
görmeye gerek yoktur sanırım.
Bilen varsa bana yorum hanesinde yazsınlar, Osmanlı
Türkler ’i, kendi dönemlerinde şimdiye kadar, işgal ettiği ülkelerden
hangisinde, Anadolu Türkçesini öğretmek için okullar açmışlar bu okullar
vasıtası ile o ülkenin, resmi dilini Türkçe haline getirmiştir.
Benim bildiğim kadarıyla, sadece yöre halkının hizmetine
yönelik camiler, imarethaneler yollar köprüler gibi hizmete dönük kalıcı
eserler bırakarak onlara oralarda yaşayan halklara faydalı olmuşlardır.
Biz Kürt kardeşlerimizi, ne Osmanlı döneminde ne de
sonrasında hep kendimizden içimizden biri gibi görmüşüz onlarla dost, komşu
olmuşuz akraba olmuşuz. Aynı havayı, solumuşuz aynı hürriyeti tatmışız ve
sonunda bu günlere gelmişizdir.
Kurtuluş savaşlarında dersen, yüz yıllardır Kürt,
Türk, ayrı bir devlet olmadan, aynı havayı aynı yurdu paylaştığımız bu ülkemizi
düşmanlarımızla sırt, sırta vererek savaşmış kurtarmışızdır.
Kürt dostlarımız kardeşlerimize, evlerinde akrabaları
dostları arasında kendi dillerini konuşmalarına müsaade etmişiz, sadece milli
dilimiz olan Türkçe’yi, her batı devletlerinde olduğu gibi, çoğunluğun
kullandığı dış ülkelerin kabul ettiği yazı dili yapmışızdır. hepsi o kadar.
Şimdi bunlar kötü bir şey midir sayın okurlara buradan soruyorum, bunlar
sömürgecilik midir?
Bence, hayır değildir. Çünkü bizler onlarla binlerce
yıldır beraberi, hiçbir zaman onlar yanımızda yakınımızda ayrı bir devlet
olmadılar, Hiçbir zaman Kürt devleti diye bir şey de olmadı bu ülkede. Biz hep
beraberdik, hep beraberdik.
Yok, Sümer’ler onların devletiymiş’ de, yok
Mezopotamya onlarınmış gibi laflar ise bence birer safsatadır. Çünkü üzerinde
beraberce yaşadığımız Anadolu, medeniyetlerin beşiğidir. Bu topraklar üzerinde
bu güne kadar pek çok devletler kurulmuş pek çok devletler yıkılmış, onların
yerine yenileri kurulmuştur. Amma bu topraklar üzerinde hiçbir zaman benim
bildiğim kadarı ile Kürdistan diye, resmen bir devlet kurulmamış ve olmamıştır.
Haydi diyelim ki, bundan sonra kurdular. Şimdi onlar
kurdu diye doğu kara deniz bölgesindeki Lazca konuşan kardeşlerimiz kalkıp
bizim' de kendimize has dilimiz geleneklerimiz vardır, biz de ayrı devlet
istiyoruz derse ne olacaktır.
Veya orta Anadolu daki, Çorum yöresi halkı. Yozgat
Kayseri yöresi halkı bizim neslimiz Sümerler zamanındaki’ hattilerden den ve
Eti lerden gelmektedir onlar bizim atalarımızdır. Hattuşaş bizim eski
başkentimizdir. Şimdi biz de bu devleti, canlandırmak yeniden kurmak istiyoruz’
mu demelidirler.
Mesela benim doğup büyüdüğüm şehir, Karaman
oğullarının bir zamanlar hüküm sürdüğü bir yerdir. Buralardaki halk hala, o
zamandan kalma sayısı binleri bile bulabilen yöresel kelimeler
kullanmaktadır.(Örneğin domatese eğrim, fasulyeye ülübü, sincapa teyin
semizotuna töymekan gibi) biz de mi yeniden bir zamanlar gelmiş geçmiş
olan Karaman oğulları devletinin kurulmasını isteyelim. Hayır.
Asla kimseler böyle bir şey istemezler demezler,
demeyi de düşünmezler bile. Çünkü Anadolu gelmiş geçmiş medeniyetlerin
beşiğidir. Şimdi de bu topraklar üzerinde hep beraber olup, kurduğumuz Laik
Türkiye Cumhuriyeti vardır bu topraklar üzerinde aynı anayasa ya tabi insanlar’
da bu ülkenin kanunlar karşısında eşit halklarıdır.
Aklıma gelmişken bir de şunu söylemek istiyorum, Kürt
kardeşlerimizden bazıları kendilerini, güney Afrika cumhuriyeti ile
karşılaştırıyorlarmış ve Nelson Mandela ı kendilerine örnek alıyorlarmış.
Bildiğim kadarıyla Güney Afrika bir zamlar İngilizlerin sömürgesiydi.
Ne oldu, İngilizler buranın yer altı ve yer üstü
kaynaklarını sömürgeci bir devlet olarak, kendi ülkelerinin çıkarına
yağmaladılar. Hatta bu da yetmiyormuş gibi, açtığı okullar vasıtası ile kendi
dillerinin bile burada resmi dil olmasını bile sağladılar.
Ha öğrendiğim kadarıyla İngilizce’ in yanı sıra birkaç
kabile dili ana dil olarak kullanılıyormuş amma, bu dünyada tanınmayan
uluslararasında kullanılmayan bu ilkel kabile dillerini, kullanan oradaki
kabilelerden başka dünyada ne kullanan ne de bilen varmış. Sadece kendi
aralarında konuştukları yazıştıkları bir ilkel birer dilmiş.
Öyleyse biz, yani Türkler, doğunun, güney doğunun yer
altı ve yer üstü kaynaklarını oraları işgal ettik de, Türkler yararına mı
sömürdük. Doğunun köylerine mezralarına varıncaya kadar batı şehirlerimizin
bazı dağ köylerinde, veya Toros dağlarının yüksek bölgelerinde bile olmayan,
yollar yapılmadı mı? sulama ve elektrik barajları yapılmadı mı?
Elbet deki yapılmıştır, şimdi soruyorum bunlardan
sadece batıda yaşayan Türkler’ mi faydalanıyor. Bu yapılanlar, doğuda güney
doğuda yaşayan, Kürk kardeşlerimizin rahatı için yapılmadı mı?
Bunun neresi, sömürgeciliktir' de, Kür dostlarımız Güney
Afrika cumhuriyeti ve Nelson Mandela örnek alıyorlardır .Şahsen ben şaşkınım.
Kanunlar dersen, beraber yaşadığımız yerlerde Kürt
kardeşlerimize başka, Türk 'lere başka mı uygulanıyordur kanunlar karşısında ayrımcılık
varda yoksa bizler mi bilmiyoruz.
Daha fazla uzatmadan lafımı sonuçlandırmak istiyorum.
Bizler Kürt kardeşlerimiz ile et Tırnak gibi olmuşuz, ayrılmamız mümkün
değildir. Aynı topraklar üzerinde ayrı devletler olarak yaşayamayız. Bizim bu
topraklarımız üstünde ayrı devletler halinde yaşamak için, ister içeriden ister
dışarıdan verilen mücadeleler, sadece kendi halkının çıkarlarını düşünen,
yabancıların işine yarardır.
Sonuç olarak buradan yurdumuzdaki, beraber
yaşadığımız, kardeş akraba olduğumuz, Kürt kardeşlerime sesleniyorum.
Başkalarına kanmayalım, kendimizi aldatmayalım, yan yana aynı memleketin
havasını soluyup ekmeğini yiyelim suyunu içelim. Başka ülkelerin emellerine,
asla maşa olmayalım. Yarın çocuklarınız torunlarınız başlarına gelecek
olaylardan dolayı, ebe beylerine kızıp başlarını dövmeden başımızı kumun
içinden çıkarıp, aklımızı başımıza toplayalım. Saygılarımla.23 Mart 2016