Ela çocukları ile çok mutludur. İki sene sonra oğluna sünnet düğünü yapar oğlunun babası karısıyla gelmiştir. Uğruna terk ettiği kadındır o ama çocuklarının hatırı için sesini çıkarmaz o gecelik. O geceyi sessiz sakin geçirirler. 
 
Ela isten çıkmış ve annesin ameliyat olması lazımdır ama çalışması da gerekmektedir. Annesi ameliyat olur iki ay çalışamaz, iyileşene kadar annesinin yerine temizlik işleri ile yemekhanede yardımcılık yapar.
 
Anne sağlığına kavuşur. Ela’da annesinin yerine gittiği iş yerine de alışmıştır. Anne iş başı yapınca Ela’nın da yanında kalmasını ister ve bir süre birlikte çalışırlar…
 
Ela’yı istemeye gelen giden de çok olmaya başlamış, ama gelenler çocuklarını kabul etmezler.
Ela’da ya çocuklarımla ya da hiç diyormuş ama babada biraz gaddarmış Ela çalışıp para kazanır tüm parasını çocuklarına bakıyorlar diye ailesine verirmiş.
Çocuklar anneye annede çocuklarına hasret geçip gitmiş yıllar.
 
 Bir gün misafir gelir. Gelen misafir annesinin iş arkadaşıdır.
 
Bu gelgitler zamanla çoğalır. Artık Ela için gelmeye başlarlar. Emre’dir gelen çocuğun adı. Emre’nin Annesi Ela’ya ben seni Emre’ye alacağım demeye başlar. Gel zaman git zaman bu böyle devam eder daha sonra Emre, Ela’ya açılır ve evlenme teklif eder. Ela, düşünmek istediğini belirtir. Çocukları ve ailesiyle konuşmak ister ancak anne ile baba iki çocuk var zor olur diyerek istemezler.
 
Ela çocukları için ister evlenmeyi, işe giderken gözü arkada kalırmış, Ela’nın babası çok dövermiş oğlunu, oğlu da anneyi göremediğinden yaramaz ve çok asi bir çocuk olmuş.
 
Ela’da arada kalmış biri babası diğeri oğlu.  Emre’nin annesi elanın çocuklarını kabul edeceğini söyler.
 
Ela ile Emre aralarında anlaşırlar Emre annesini istemeye gönderir. Ela’nın ailesi biraz tereddütlüdür ama Ela kabul edince baba da izin verir. Aralarında söz keserler bir iki ayda da nikâh masasına otururlar önce kiraya geçerler Emre’nin annesi ile aynı sokakta oturmaktadırlar.
 
İlk zamanlar cicim ayları çok güzeldir, zaman geçtikçe ne kadar yanlış bir evlilik yaptığını anlar ama iş işten geçmiştir artık. Ela’yı isteyen cana yakın kayın valide birden değişmiştir.
 
Oğlunu paylaşamaz olmuş kıskanmaya başlamış, Ela’yı istemez, beraber olsun oğluyla, maaşları onda toplansın istermiş. Ela da buna karşı çıkınca istenmeyen gelin olmuş, hep güzellikle yaklaşmış Ela. Çok sakin ve dürüstçe başa çıkarım diye düşünmüş ama çıkamamıştır. Anne oğlunu doldurup Ela’nın üstüne gönderiyor, kavga edip ayrılsın diye ama Ela yılmamış direnmiş, eşine; “ben kabul ettim ama annenin böyle olacağını düşünmedim,  bu şekilde ben yapamam hem bana hem de çocuklarıma sorun yaratıyor” diye durumu anlatır.
Ela daha fazla dayanamaz olmuş, mahkemeye dilekçe verirler ama boşanma zamanı gelince aileler bu kararlarından vazgeçirirler, tekrar denemeye karar verirler ancak yüz göz olmuşlar. İkisi de “sağlıklı bir yuva olmayacağı belli ama bir deneyelim bakalım neler göreceğiz” demişler bir kaç sene devam eder hır gür.
 
İkisi de hiç mutlu değildir. Emre sevdiğini söyler her fırsatta ama ne çare dilin kemiği yok tabi ki.
 
Ela’nın kayın validesi hastalanır hastaneye kaldırılır mide ağrısı şikayeti ile gittiği hastanede kanser olduğunu öğrenirler. Herkes şoktadır. Karnından devamlı su alıyorlar, ciğerleri de su toplamış hastalık son haddeye gelmiştir. On beş gün içerisinde de vefat eder kurtarılamaz.
Emre kendini kaybeder üzüntüden, erkek kardeşi de gelmiştir. Annelerinin cenazesini alıp köyüne götürülür. Kızı yetişemez, köye gider orda görür annesini.                                                                                     
 
Her şeye rağmen Ela üzülmüştür kayın validesine, kısa da olsa zaman geçirdiler beraber istemezdi böyle bir şey başına gelsin.
 
Ela ile Emre’nin araları biraz iyi biraz kötü oluyor saygı da kalmamış bu evlilikte ama yine de yürütmeye çalışırlar böyle devam eder.
 
Her geçen gün iyice çatırdamaya başlamıştır yıkıldı yıkılacak. Emre dışarıda arkadaşlarıyla içer gezer hayatını yaşar. İkisinde de bir şeyler kopmuştur kırılanı yapıştıramazsınız, Emre’nin sivri dili yüreklerde onarılmaz yaralar açar.
Ela’nın kafası dolu, nereye kadar böyle gidecek, ne yapacak çaresizlik içerisindedir.
 
 
 
Sahra VURGUN
 
07.04.2016

 

( Herkesin Bir Hikayesi Vardır başlıklı yazı AYŞEN DAŞKIN tarafından 7.04.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu