En Kıymetli Müşterimiz
Ayakkabı sektöründe yıllardan beri faaliyet gösteren bir
firmayız. Çeşitli şahıslarla ve kuruluşlarla Ankara'da olsun, Ankara dışında
olsun iş ilişkilerimiz mevcut. Bunların kimi bizim müşterimiz, kiminin de firma
olarak hem müşterisiyiz hem de bayisiyiz. Ayakkabı ve deri sektörü için
ürettikleri malları atölyelere ve diğer alıcılara pazarlıyoruz...
Müşteri listemiz eskiye nazaran çok iyi olmasa da yine de
fena sayılmaz. Ankara'da ki en küçük ayakkabı tamircisinden, büyük firmalara
direk ayakkabı üreten, orta ölçekli fabrikalara kadar bir dolu müşterimiz var.
İçinde bulunduğumuz ekonomik şartları hepiniz az çok biliyorsunuz. Halihazır da
müşteri kaybetme diye bir lüksümüz yok, çünkü bu devirde ekmek aslanın ağzında
bile değil, midesine indi nerede ise. Zaten yıllar yılı babamızdan aldığımız
ahlak ve terbiye ile müşterilere güler yüz tatlı dil göstermeye her zaman
gayret ediyoruz...
Müşteriler arasında çok esprili insanlarda var, yerine göre
esprili yerine göre ciddi insanlarda var, ayrıca çok ciddi sadece işini düşünen
insanlarda var. Dolayısı ile herkese her espriyi her yerde yapamıyorsunuz.
Adamına ve yerine göre bu işler yürüyor...
Tamirci Faik Ağabey girer içeri''Oooo Faik ağabey, hoş geldin
ne var ne yok, bugünün en kıymetli müşterisisin sana firma olarak ödül
vereceğiz ağabey '' Faik Ağabey ile yıllardır dostuz iyi bir dosttur'' Çoook
teşekkür ederim dostlar sağ olun var olun'' arada gülüşmeler '' Bir bardak çay
iyi gider hem de en kallavisinden'' uzatırız çayı hem sohbet hem çay
höpürdetmek...
Başka bir gün, zenne atölyeci si, Osman ÜnlüTürk girer içeri
selam vererek ''Vay Osman kardeş, soyadı güzel adam, hım en kıymetli müşterimiz
gelmiş yine buyursunlar''aslında çok temiz yüzlü düzgün karakterli bir
arkadaş''Yahu yapma böyle Ahmet Ağabey beni şımartıyorsun''sazı alırım yine
elime''Yahu Osman şu soy adını birkaç aylığına ödünç ver de devlet dairelerinde
kullanalım aslanım''Osman elini çenesine götürür''Olur ağabey niye olmasın tabi
ki, hem de en kıymetli müşterinizim değil mi''
Haftanın değişik bir günü yine tamircilerden bir firmanın
sahibi Yusuf kardeşim girer içeriye''Oooo Yusuf kardeş hoş geldin, en kıymetli
müşterimiz ne var ne yok işler nasıl'' el sıkışırız o arada''İyi işte Ahmet
ağabey ne olsun yuvarlanıp gidiyoruz kendi yağımızla kavruluyoruz sen de bizim
en kıymetli ağabeyimizsin yani demedi deme''
Bir başka gün İsmail Ağabeye iltifat ederken ''En kıymetli
müşterimiz'' diye, o sırada içeriden biraz önce çıkmış olan Mustafa Usta bir
şeyi unutmuş geri geldi, haliyle duydu tabi İsmail Ağabeye en kıymetli
müşterimiz söylemlerini, sitem eder oldu biraz ''Hani en kıymetli müşteriniz
bendim pabucum dama mı atılıyor yoksa'' deyiverdi. Ben de cevap hazır'' Bütün
müşteriler aynı kıymette Ağabey sen merak etme''dedim. Alınganlığı geçti
hemen''Tamam o zaman tamam''dedi...
İşte böyle bizim en kıymetli müşterilerimiz. Bu kelimeyi de
yağcılık olsun diye değil ha kesinlikle, insanları sevdiğimizden söylüyoruz.
Yoksa başka bir amaç yok. Hakeza en kıymetli müşteri en çok para veren olmamalı
hiç bir zaman. Ne demişler atalar ''Kiminin parası kiminin duası'' Hayat hep
bir dua değil mi birbirimize yaptığımız aslında...