DAĞLARIN SESİ
Ceylânı vurulmuş bir dağ yüreğim,
Yansıtmaz hüznünü dilim taşlara.
Zamanı eskiten kadîm dileğim,
Teselli sunar hep akan yaşlara.
Ceylânı vurulmuş dağın hüznüne,
Ortak olur, bölüşürüm yasını.
Sığınıp gülşende gülün gönlüne,
Hıra’dan tanırım dağ havasını.
Ceylânı vurulmuş dağdaki zaman,
Ilık rüzgârlarla dolar ruhuma.
Özümden beslenen ezelî lisan,
Ebedî bir aşkı salar ruhuma.
Ceylânı vurulmuş dağ aşkla bakar,
Bu aşkla yol alır ümit kervanım.
Ürperir bu aşkla sonsuza akar,
Bu aşkla doludur gönül ummanım.
Ceylânı vurulmuş dağın aşkına,
Aşar da zirveyi çıkarım düze…
Gecenin sesiyle dönüp şaşkına,
Bağlanırım esrarlı bir gündüze.
Ceylânı vurulmuş dağ nefesinde,
Eritip buzları daldım engine...
Gönlümü titreten Bilâl sesinde,
Boyandı ufuklar aşkın rengine.
Ceylânı vurulmuş dağdaki huzur,
Yitirdiğim güneşlere müjdedir.
Dolarken ruhuma nur içinde nur,
Yaşanan mutluluk seherlerdedir.
Ceylânı vurulmuş dağın dergâhı,
Ümit şimşeğinin çaktığı yerdir.
Sorarsan zirvede nazlı sabâhı,
Günbeyli’nin güle baktığı yerdir.
Mahmut TOPBAŞLI