Yoğun geçmişti günüm,
Akşam yine yollardaydım.
Kaçıp kurtulayım derken,
Kırmızı ışığa takılıp kaldım.
Yalnızdım,dalgındım,
Evdeki huzurdaydı aklım.
Birden bir sesle yerimden fırladım;
''Ne olur,ne olur ;bir ekmek parası abla! .''
Döndüm baktım..
Önce çıplak aykları takıldı gözüme,
Sonra yırtık entarisi,kirli eli...
İri siyah gözleri umut dolu umutsuzluk denizinde.
''Oldu mu ya küçük kız,oldu mu ya?
Bak bana:
Hani senin önlüğün,hani senin çantan,
Hani senin anan, banan? .''
''Annem yok,babam hasta; ne olur ne olur bir ekmek parası abla! ! ..''
Yaşı on ya var,ya yok..
''Be küçüğüm ne yapacaksın bir ekmeği,bir ekmek sana çok! .''
Titredi yüreğim, doldu gözlerim.
İnsanım;
Tabii ki vereceğim bir ekmek parası
Peki ya sonrası?
Kaç ekmek parası kurtaracak onu bu umutsuzluk denizinden?
Bir ekmek parası birine,
Ya diğerleri?
Elim cebimde tereddütteydim
Anlayamadık gitti gerçekleri
Bu çocukların suçu neydi?
''Vermesem ona yazık, versem insanlığa !!''