Bizler üç kardeşimle birlikte uzun yıllar yaz tatillerinde Düzce'ye ve Çiftlik köye annemizle
birlikte gittik. Köylülerle halen bağları kopmamıştı. Her gidişimizde büyük bir ilgiyle karşılandık.
Sofralar kuruldu. Meyve bahçelerinden meyveler toplandı. Ta ki Üniversite yıllarıma kadar bu
ziyaretler devam etti.
Şimdi gelelim asıl size anlatmak istediğim olaya:
Yûnus Suresi 20. Ayet "Şimdi hakkı inkâr edenler: “O'na Rabbinin katından, Kur'ân'dan başka bir mucize indirilseydi ya!” derler. O halde onlara de ki: “İnsanoğlunun görüp algılamayacağı şeylerin bilgisi ancak
Allah'a aittir.
Öyleyse, bekleyin O'nun iradesi tecelli edinceye kadar; hem, ben de sizinle beraber bekleyeceğim.”
Mucize yalnız Allah'a mahsustur. O gece gelen Hızır Aleyhisselam'mıydı bilemem. Kimsenin de bilmesi
mümkün değil. "Hızır Aleyhisselam yüzyıllardır hakkında çok şeyler anlatılan ancak bir çok kimsenin
merak ettiği, hatta bazı alimlerin bile varlığından şüphe ettikleri bir kişidir.
Ancak Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerin açıklamaları ışığında bakıldığında Allah-u Teâlâ'nın özel
bazı hikmet ve ilimler verdiği biri olduğu anlaşılır.
Ayrıca sır alemine vakıf olan bir çok âlim de onun yaşadığını ve çeşitli vazifeler yaptığını bildirmektedirler.
Kehf suresi 65. ayette "Nihayet kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş ve tarafımızdan bir ilim öğretmiştik" buyurulmaktadır. Tefsir alimleri zikredilen bu zatın Hızır Aleyhisselam olduğu üzerinde fikir birliğine varmışlardır."
"İnsana nasıl göründüğü konusunda söylenebilecek çok fazla şey yoktur.
Zira yardımcı olmak veya sohbet etmek istediği kişiye ak sakallı bir pir-i fâni suretinde de görünebilir,
tanıdığı bir insan suretinde de. Hatta sevmediği bir kişi suretinde bile gelebilir."
"Eskilerin "Her geceyi Kadir, her gördüğünü Hızır bilirsen Kadir Gecesine de kavuşursun Hızır
Aleyhisselam'a da" sözleri boşa söylenmemiştir. Onu görmeyi dert edinmiş kimseler bir gün mutlaka
onunla karşılaşırlar."
"Ancak kalpleri Allah'ın kullarına ne kadar sevgi dolu ise, insanlara karşı ne kadar önyargısız iseler onu hissetmeleri veya tanımaları da o kadar kolay olur."
"Dikkat edilmesi gereken bir husus vardır. Karşılaşılan kişinin Hızır Aleyhisselam olduğunu yanında veya sonradan anlamış olabiliriz ancak aynı kişi ile tekrar karşılaşıldığında yine o olduğu zannedilmemelidir."
"Kaynak Sabah"
Dedem Davut efendinin, develerin telef olmasından sonra çektiği sıkıntılar onun Allah'a olan inancını
asla sarsmamış, her ne kadar çok üzülüp hastalansa da ananemin anlattığına göre o bunu bir imtihan
olarak görmüş. Mensup olduğu Geylani tarikatında zikirlerini sürdürmüş.
O yıllarda dayım sekiz-dokuz yaşlarındaymış. Bir gün ağır bir hastalığa yakalanmış. Yorgan döşek
yatıyormuş, ananem dedeme sürekli çocuğun doktora götürülmesi gerektiğini söylüyormuş.
Söylüyormuş da o zaman ki imkanlarla öyle ha deyince doktora götürmek mümkün değilmiş.
Dedemse geceleri sürekli oğlunun başında "Ya Abdülkadir Geylani, Ya Abdülkadir Geylani"
diyor bir taraftan da dualar okuyormuş. Dayımın durumu ise gün güne kötüye gidiyormuş.
Ananem gittikçe haklı olarak hırçınlaşıyor. Dedemse hep onu sakinleşmeye ve bir olmaya davet
ediyormuş.
Bir Olalım
Ateşlerin yalazında
Sır olalım sır olmalı
Duaların alazında
Bir olalım bir olmalı
Eriyen mum edasıyla
"Hiç" olmanın sedasıyla
Yalnızlığın vedasıyla
Yar olalım yar olmalı
Ol sevdamız olsun kalkan
Sen ateşsin bense volkan
Hak aşkına açıp yelken
Pir olalım pir olmalı
Secde edip huşu ile
Renk renk huma kuşu ile
Yaradana koşu ile
Ter olalım ter olmalı
Bitti" ey yar" yürek cengi
Tavaf etti mavi rengi
İnananlar bulur dengi
Har olalım har olmalı
Gece günde saklanınca
Varsa kusrum paklanınca
Şefaatle aklanınca
Hür olalım hür olmalı
İğne ile kuyu kazdım
Şu alemi gezdim tozdum
Senden önce say ki yozdum
Mir olalım mir olmalı...
Akıl ile fikir ile
İnanç ile zikir ile
Mevlamıza şükür ile
Var olalım var olmalı
Şiir Mehmet Fikret ÜNALAN
Yorum Nevin Elbasan ÜNALAN
Mehmet Fikret ÜNALAN
Üçüncü bölümün sonu
(
Dedem Davut Efendi Üçüncü Bölüm başlıklı yazı
MehmetFikret tarafından
18.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.