Dünya nüfusunun  yarısına ve tümünün var oluşuna vesilesin. Senin adın KADIN !..
                Anasın, bacısın, hala- teyze, nine , eş ... Senin adın KADIN !..
                Yuva yapan, saçını süpürge, yaşamını o yuvaya hasreden, şefkat ve merhamet timsalisin.Senin adın KADIN !...
                Sen vaz geçilmez , başa taç olan , yaşama sevinci veren, namus ve şerefsin. Senin adın KADIN !..
                Ayağının altına cennet vaat edilen, Allahın erkeklere emaneti olansın... Ve senin adın KADIN !...


                Kim peki o kişi değil de dişi görülen ? Kim o vücudu talan edilen, etinden tüyünden sütünden istifade edilen? Kim o vitrinlere çengellerde asılıp teşhir edilen ve geçim kaynağı yapılan.? Kim o dövülen, sövülen , hakir ve tarla gibi görülenler ? Kim o hemcinsleri ile erkek avına çıkanlar kim ... Kimm.. Kimmmmm !


                Hadi kadın ol kadın..
                Bırak kalsın gerisi yalan...


                                         


               Bakın şimdi toplumumuzda artık genel kültür haline gelmiş; safsata ve uydurmaca bazı tespitlere .


              ** Boşanmış kadınlarımıza " Dul " deriz de; erkeğe neden pek bu sıfat konulmaz ? Yani dul sıfatı utanılacak bir şey midir ?  Hayır ! Ama adeta işaret gibidir . Akbaba ve çakalların bolluğunda; hedef göstermek içindir. Ah be kadınlarımız . nedir bu çektikleriniz. İşte ondan ya cennetliksiniz .


 


               ** ( Erkekler kendi aralarında önemli konuları düşünürler. Kadınlar ise çene çalıp dedikodu yaparlar ! )
              İşte genel kültürümüzden çarpıcı bir pasaj daha. Yine kadınlarımızı inciten hakir 2. sınıf vatandaş müntesibi  gören zihniyetin uydurması, algı yönetimi.
             Yani aslına bakarsanız erkeklerin önemli dedikleri şey; hükümet kurup devirmek, karşı görüştekilere hakaret, futbol maçı fanatikliği , şunun bunun karısı kızı, mahallede olanlar, kiminin eteği kiminin süsü püsü ve müstehcen gırgırlardır genelinde. Kadınlar ; ya evliliklerini , çocuklarını, hayata dair önemli konuları ve moda vari normal konuları konuşurlar. Az da olsa dedikodu işte. Ne yapsın yani erkek dışarıda atıp tutarken patlasın mı ? El insaf ya.. Her konuda kadını aşağılamak neden ? Bunun neresi kültür ?


 


              ** " Hadi oğlum pipini göster teyzeye. Hadi oğlum bak kızlara salla ç*künü ! " diye büyütülür erkekler. Ve onlar sallamaya alışırlar. Öte yandan kız çocuğa yasaklar , tahditler vardır. Pencere arkasında " bekle bir gün gelecek beyaz atlı prensin! " diye avutulurlar. Sonra bir gün kız bir erkeğe baksa " şuna bak ya kuyruk sallıyor ! " diye aşağılanır. Ve " dişi köpek kuyruk sallamasa.... " diye atasözü uydurmacasında yaftalanır.
             Adam doğduğundan beri şeyini sallayarak teşhirde ya. Siz hiç kuyruğu olan kadın gördünüz mü ? Yapmayın günahtır ayıptır !


 


              ** Birlikte olan değişik  kişilerin ayrılması halinde kadın ruhsal bunalıma girerken erkek davul zurna eşliğinde göbek atarak yoluna neden devam edebilmektedir ? Çünkü yolunda daha nice bekleyen yarış halinde kadınlar vardır ! Oysa ayrılmış kadın evliyse dul ; değilse  kuyruk sallayan olarak gönlü kırık kalmıştır. Travmalar ayrılan kadına dostken ; erkeğe bir başka kadın tesellici ve yaren olmuştur. Ne yaman bir ironidir. Talan edilen hep kadın olmaktadır.


 


                ** (( Evlenmemiş erkeğe BEKAR , aynı durumdaki kıza ise EVDE KALMIŞ KIZ denir. )) Bu ifade genel kültürümüz olarak belirtilmiştir. İşte her sosyal olayda olduğu gibi kadını aşağılayıcı, kırıcı iteleyici bir tespit. Neden ona da bekar demiyoruz ki ? Yani evlenmemişse otelde mi kalacak veya sokakta mı yaşayacaktır. Evlendiği zamanda koca evinde deriz. Sığıntımıdır ? İşte her gün artık kültürümüz diye lanse edilen bu ağızlara sakız olmuş ifadeler yüzünden kadını aciz, zavallı görmeler kızlarımızı şiddete maruz bırakmaktadır.


                Bu tür benzetmeler erkek hemogonyasının çıkarlarına basit uydurmalarıdır.

( Senin Adın Kadın ! başlıklı yazı KENAN KOÇ tarafından 22.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu