Sisliydi hayatım. Yağmurlar yağardı durmadan. Yansıdı, kırıldı ve senin ışığında kaldı . Oluştu gökkuşağında sevdam. Ve bir roman doğdu adı “ GÖKKUŞAĞINDA SEVDA " olan !
… İrkildi adam canhıraş karmakarışık çığlıklarda..
" Anneme bir şey oldu. Bayıldı. Upuzun sessizce yatıyor." dedi çocukları.
Koştu adam odaya nefes nefese telaşla . Evet eşi bir melek sessizliğinde yatıyordu yerde. Ölmüştü !
Sözünü tutamamanın mahcubiyeti vardı o muhteşem yüzünde… Beraber gitmek için el ele , söz vermişlerdi oysa ki birbirlerine.
Defnettiler... Ve sonrası hiç görülmedi adam.
Aradılar merakla ve babalarının cansız
bedenini buldular annelerinin mezarı başında. Onsuzluğa dayanamamış mahcup
olmasın tek kalmasın diye sonlandırmıştı adam hayatını.. Ve mutlu bir gülüş
birikmişti yüzünde...
Ve bir gün yağmurlarda oluşan gökkuşağında el ele gördüler ikisini. Gülüyorlardı ! Kavuşmuşlardı. Her gökkuşağında oradaydılar. Devam etti hep GÖKKUŞAĞINDA SEVDALARI...