Ab-ı Hayat
Yere düşen gölgelerin
Alacası fısıltılar
Yine bir hazan
Belaya düştüm
Üstü başı perişan
Omzu torbalı, eli asalı
Bir dua avuclarımda
Ateşine kül olup
Gaflete düştüm
Dünya bir cife
Bunun için savaşmak
Ne büyük hayf
Heykeller ki heykeller
Iki canlı bir keyif
Toplasan bir ömür etmez
Ağzımda zapdettiğim
Hıçkırıkta boğulup
Tellenmiş cigaramın önüne düştüm
Uyumuş sürülere bakan
Bir çift göz çoban yıldızı
mavi bir ışık akıntısı
Acı bir küfür...
Nal tıkırtısında
Bozuk kaldırımlardan fırlayıp
Duvardaki gölgeleri sildim
Mahkumun ciğerlerinden sökülüp
Titreyen dudaklara düştüm
Ruhumdan ürküp kaçan
Son yalandayım
Duvarda şekilsiz gölgeler
Saçlarım ürperir
Şeytan sesinin akislerinden
Manevi iflasımı kenara asıp
Sihirli bir saat gibi
Zamana düştüm
Korkunç bir ömür
Ab-ı hayat denilen meret
Tanrının heyecanından
Siyah ölümün koynuna düştüm.
(Mes' uri/Dilek Kuday)
(06.01.2017/13.25)
(
Ab-ı Hayat başlıklı yazı
Mesuri tarafından
8.01.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.