SESLER
İşitin şu
sesleri feryat ediyor yetim
Fatihalar
okudun işte indirdin hatim
Eğer sağırsan
hala ağlayan yüreklere
Toprak değil
attığın gözyaşı küreklere
Terörü kınıyorsun hatta lanetliyerek
Tepkin bu kadarcık mı vah şehidim diyerek ?
Kim bu inleyen
kadın sor adını ana der
Yavrumu vuran
eller mahşere dek yana der
Şu gözü yaşlı bebek nasıl hazin bakıyor
Güzel masum
yüzünden çaresizlik akıyor
Daha ne kadar
şehit daha ne kadar ölüm?
Bahar gelmeden
soldu dalında gonca gülüm
Selalar okunuyor
çökmüş yuva ocaklar
Yar yolunu
beklerken yas doluyor kucaklar
Ah vatanım
cananım sakladın toprağına
Yiğidimin al kanı damlar gül yaprağına
Öldürenler de
ölür ecel mutlak finaldir
Ancak ona
cehennem hak edeceği haldir
Her gün aynı acıyla uyanırım sabaha
İsterim ki kavuşsun yurdum bu gün salaha
Atma artık ey kalbim
sustun suçlusun sende!
Aksın kalmasın
kanın aciz kalmış bu tende
Ki ben o sesler
ile yaşamaktan yoruldum
Her şehit
haberinde zaten bin kez vuruldum.
Şükran Gülcenaz
AYDOĞAN