Bilir misin anne! ...
Sana şiir yazmak çok zor
Şiir olana şiir mi yazılır?
Birkaç mısra belki işte
Öyle savruk, kayıtsız, önemsiz
Ve her akla gelişte
Yenik düşüyor şefkatine şiirim
Ve sana yüreğe sığdıramadığım sevgim…
Seni anlatamam…
Yüreğine nasıl tercüman olur dil?
Bak işte her gece rüyalarımda
Saçlarımı okşayan
O masum el
O munis ana dil
Hangi lisandandır?
Anne dediğin
Hangi ırktandır?
Hangi iklimdendir sıcaklığın?
Hangi güneştendir kalbinin ateşi,
Hangi denizden alınmış ellerinin serinliği?
Ey aşkın zarif kelebeği
Vurulan sensin Ortadoğu’da
Sökülen kalbin Afrika’da
Dövülen siyahi, demokrat sokaklarda
Toplu mezarlarda çürümeyen bedenin
Zulme atılan bir taşta
Uzak iklimlerde ışıldayan bir göz
Ellerin Meryem’in, Asiye’nin, Amine’nin avucunda
Adımların Hacer’in telaşında
Zeyneplerle yaşayan hatıran
Ağıtların dimağımda
Bir metropol kafesinde
Ya da bir varoşun kavşağında
Anne
Söyle hangi ırktansın
Milliyetin, dinin, soyun, felsefen
Hangi fikrin kavgasında?
Beyaz mermerlere damlayan gözyaşın
Buluşuyor sakıncalı mezarların başında
Anne sözcüğü öyle tek anlamlı ki
Yoğunlaşıyor içinde bir dünya
Anne!
Seni yazmak zor
Bitirir şefkat beni
Sevgi de ne!
Anne...
Fuat Arpa
Yazarın
Önceki Yazısı