Sekseniki yılının sonbahar ve kışı
Dört arkadaş dört güzel coşku dolu yürek
Erdem, Halil, İlhan, ben
Polis Emeklisi Abbas Muhittin'in evinde
Bursa'da okumaya çalışıyorduk o devirde...
Tavana çaktığımız kağıtların arasında
Tıkır tıkır fındık fareleri dolaşsa da, huzurluyduk alabildiğine
Belki gelirimiz azdı
Evimiz iki oda iki gözdü...
Hayatımın ilk menemenini orada yaptım
Tek başıma ilk hamama orada gittim, güzel yıllardı
Gençtik, mutluyduk yine şimdiki gibi
Memleket anarşiden yeni yeni kurtulmuştu...
Orada sıkıntı çektik, orada kaynaştık
Orada Bursa'nın nemine soğuğuna alıştık
Bazen Çekirge'de, bazen Altıparmak'da avare avare dolaştık...
Sınıf geçmek mi?
Boşveer dedik az çalıştık
Kader buluşturdu bizi aynı ortamda
Herkes evinden ayrı
Herkesin derdi okuyup adam olmak gayrı...
Uzuun sohbetler ettik soğuk kış gecelerinde
Bazen çay demledik
Bazen votka, bazen konyak içtik
Fikirlerimizi çarpıştırdık
Kaç kere memleketi kurtardık, sayısını unuttum...
Kızlara bulaşıkları yıkattık bazen
Hiç ikiletmedi sağ olsun bacılar.
Kimini geçici bir heves ile, kimini yar diye sevdik...
O sene bir metre kar yağmıştı, hem de şehir merkezine
Coşkuluyduk, sevdalıydık, diriydik
Adam gibi adamlardan
O zamanda memlekete sevdalı insanlardan biriydik...