Sevdiğim kendime bir dünya kurdum.
Seninle hayallerimizi gerçekleştireceğimiz evde 10 m2 lik bir dünya.
Adınıda bahar odası koydum.

Çok fazla gelenim gidenim yok ama gelenlerin merakını çeken,belkide benim bir anlık dalgınlığımdan kapısını açık unutmamı bekleyen misafirlerimde olmuyor değil hani.
Henüz benden başka gören olmadı.Bu mümkünde değil zaten.Nefes aldığım sürece sadece bana ait.
Genede biraz anlatayım sevdiğim.
Bilirsin mistik olmayı severim.

Hani sevdamız gizliydi ya.Kimselere diyemedik.Ben herkese haykırdımda,senin böyle bir şansın yoktu.
Hani hatırlarsın milyonlarca kişinin duyacağı şekilde haykırmıştım seni nasıl sevdiğimi.
Sunucu hanım 15 dakika konuşamamıştı.Sadece inanamıyorum böyle bir sevgiye demiş ve gizli sevda adlı şarkıyı çalmıştı bizim için.
Evet ayrıldık bitti.Şarkıda dediği gibi, korkma kimselere söylemem adını, sen bile bilmeyeceksin ömrün boyunca,sadece bu şarkıyla yaşanacak, bu gizli sevda diye.Ve sen haykırmamı duyunca bayılmış nefes alamamış ve benden gizlediğin hasta olan kalbin sıkışmıştı.

Neyse sevdiğim bahar odamı anlatıyordum.
Hani hatırlarsın sirkeci garında buluştuğumuz gün,sımsıkı sarılmış ve içten gülüşünün olduğu resmimiz var ya.Heh işte o resim.
Onu odanın duvarının bir tarafı kadar büyük yaptırıp yapıştırdım.Diğer duvarlara senle beni serpiştirdim.
Ortada tek bir koltuk.Önünde zigon sehpanın bir parçası.Bilgisayarımın birinide o odaya kurdum.Bizim şarkılarımız ve bizli anılarımızın olduğu görüntüler için.Kapısını siyaha boyadım.Üstünede girmek yasaktır diye yazdım.
Her girip çıktığımda kapısının kolundaki uyarı niteliğindeki not benim anahtarını bir yerde bırakmamamı yada kapısını açık unutmamamı sağlıyor.
Neler saklı neler yaşatıyor bilemezsin bahar odası.

Hani bilirsin,gece 4 te gazinodan çıkıp eve geldiğimde en sevdiğim şey,bir sigara yakıp,bir kadeh viski yada votka ile birlikte pop jazz dinlemekti.
Artık sahneye çıkmıyorum sevdiğim.İçim kan ağlarken,ankara misket çalmak yada şıkıdımı söylemek şu anki ruh halime hiç uygun değil.
Ben ölüyorum kederimden,sevmekten kim usanır yada seni ben ellerin olsun diyemi sevdimi söylemek istiyorum.Bilirsin müşteri memnuniyeti önemlidir.Peçetelerde oynat bizi yazarken ben hayır susun bunları dinleyin diyemem.

Neyse sevdiğim,günün 23 saatini laletayn şeylerle geçiriyorum.Ama geri kalan 1 saat seninle bahar odasındayım.O 1 saat tüm 24 saat demek benim için.He,birde ben artık yastık kullanmıyorum,zaten genelde salonda koltukta uyuyup kalıyorum.
Sen hala gözyaşı kokan yastığınamı sarılıyorsun ben diye.
Hani geceleri uykun kaçınca saat 4 te beni arardın,sesini duymak istedim diye.İşte ben her gece tam o saatte,bahar odasına girip,eskiden işten gelince yapmayı çok sevdiğim şeyleri yapıyorum.Birde hala sana şarkılar yapıp şiirler yazıyorum.Sen okumasan dinlemesende.

Ama ağlamıyorum inan sevdiğim.Beni gözyaşlarımdan öpüp,ne olur ağlama artık dediğin günden beri hiç ağlamadım.
Yemeği bir öğüne düşürdüm,uyku 2 günde 3 saat yetiyor.Sigarayı sorma 3 paketi geçti.

İşte anlattığım gibi bir dünya kurdum kendime sevdiğim. Hani demiştim ya,öyle bir dünya olsunki sadece üçümüz olalım.Bir sen,bir ben,birde hiç kimse diye.Kurdum işte sevdiğim.

Ne kadar istersin biliyorum odama gelip görmek.
Göreceksin sevdiğim.Belkide herkes görecek,bilen bilmeyen neler söyleyecekler kimbilir.

Birgün geleceksin ve bahar odasını göreceksin.Ama ben senin gördüğünü göremeyeceğim..!!!!!

Çünkü o oda ikimize birden haram..
Bahar odası tek kişilik dizayn edildi.
Ben oradaysam sen olmayacaksın,sen oradaysan ben olmayacağım.
Ben Şah cihan değilim sana tac mahal yaptıramadım.Ama adına yakışır bir BAHAR ODASI yaptım.

Belkide sensizlik beni delirtiyordur,ne dersin?

Hadi,şimdi söyle sevdiğim,görmek istiyormusun gerçekten?


HÜZÜN KOĞUŞU
( Bahar Odası başlıklı yazı ayhan-unlu tarafından 14.03.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.