BABAM
Daha küçük yaşta kader örmüş ağını
Yetim kalmış kaybetmiş anacığını
Başta yok sırt açık, yalın ayağını
Sokacak bir yuva bulamamış ,babam
Yoksulluk gariplik bükmüş belini
Ara yerde nasır bağlamış elini
Bir tas çorba sıcak yemeyi
Yiyecek bir sofra bulamamış ,babam
Kimi zaman ırgat kimide çobanlık
Merekler harebeler olmuş yataklık
Dizi dibinde görmüş babasızlık
Başını okşayacak el bulamamış ,babam
Çocuk yaşta gurbet ellerde
Doğudan uzak Trakya ilerde
Kara taşın yatağı toprak altında
Maden ocaklarını mesken tutmuş ,babam
Düşmüşsün feleğin eline bahtın kara
Kelleyi koltuğa alıp girdiğin oda
kara
Yüzü koyun çıkardığın kömür kara
Aydınlık yüzü görmemiş, babam
Evlenip yuva kurdun kendincek
Sonunda olmuştu senide sevecek
Kendi ocağında çayın kaynayıp yemeğin
pişecek
Geçte olsa gün yüzü gördü, babam
Zalim felek bir kez daha attı
pençesini
Aldı oğlum kızım diyen sesini
Şükür ki bize bağışladı Mevlam
nefesini
Evimizin direyi büyüyü, babam
Dağ olsa dayanamaz çökerdi
Çınar olsa tutunamaz düşerdi
Bu yükü senden başkası taşıyamazdı
Koca dünyayı yüklenmiş sin,babam
Evlatların çok sever, torunların daha
başka
Fazla yazamadım gözlerim boğuldu yaşa
Bizi muhtaç etmedin ne kuruya nede
yaşa
Her birimiz kurbanız sana, babam
yolcu…