Oğlan büyüdü, geldi onsekiz yaşına. Reşit oldu bir de ehliyet aldı yaşına
girince, biz de arabanın arka koltuğuna doğru kayıyoruz yavaş yavaş. Oh be
biraz da siz sürün ben arka koltukta keyif çatayım. Biz yaşlanıyoruz yavaş yavaş
onlarda çocukluktan gençliğe adım atıyor haliye, olgunlaşıyor, düşünce ve
davranışlarıda ona göre değişiyor ve gelişiyor. Bakıyorum da benim gençlikte
sergilediğim davranışları üç aşşağı beş yukarı onlarda sergiliyorlar, çok da
büyük hatalar yapmadılar mı kızamıyorsunuz keratalara...
Aramızda fazla boy farkı olmadığı için bedenlerimiz ve ayak numaralarımızda
hemen hemen aynı. Benim ayağımda kıkrkdört numara, onunki de kırkdört numara.
Yani bu şu demek; ikimizden biri ayakkabı aldı mı, diğeride sebepleniyor o
ayakkabıdan. Her tip ayakkabıda olmasa bile, bazı spor ayakkabılarında veya
baharları giyeceğimiz rahat ayakkabılarda değiş tokuş yapıyoruz çoğu zaman.
Ayakkabı mağazacıları adına üzüntülü bir durum gerçekten, kader kısmet diyelim.
Pantolonlarda biraz sorun oluyor bedenlerimiz uymadığı için ama kazak ve
montlarda şimdilik bir problem yok gibi...
Bundan sonra çok fazla büyümez tahmin ediyorum oğlumun ayak numarası, biz de
böyle aynı ayakkabıları değişe değişe giymeye devam ederiz. Ederiz etmesine de
ikimizde aynı ayakkabıyı giymek istedik mi o biraz problem olur. Her ne kadar
''dost başa düşman ayağa bakar'' deselerde oğlumcumla düşman değiliz çok
şükür...
Kızımla da annesi aynı ayak numarasına sahip olsaydı aslında ne güzel olurdu
diye bir cümle tam kuruyorken, bir de baktım ki, kızımın ayak numarası
annesininkini bir numara geçmiş. Ne yapalım kısmet. Biz oğlan ile gideriz aynı
numaradan değişe değişe giyeriz güzelim pabuçları. Hani seksenler dizisinde hit
olmuş bir laf var ya ''Aynı be yahu'' diye biz de oğlanla onu söylüyoruz
birbirimize ''Aynı be yahu''Sevgi ve Saygılarımla...