HER ŞEYİN YENİSİ, DOSTUN ESKİSİ MAKBUL
Dün maziye gittim, tam da altmış beş yıl
geriye
Buldum eski komşuları, duydum seslerini
Ne sesleri değişmiş, ne de davranışları
Sesler de kimliği kişinin, gözler gibi
Bayramlarda kandillerde,ilk kutlayan olurdu
Ermeni komşular
Telefonda tanır tanımaz, kutladı kandilimi
Onlarla konuşurken, çocuklaştım adeta
Dedim Şükran ablaya, hani hatırlar mısın
bilmem?
Kapının zilini çalıp saklanan yaramaz kızı
Hemen de bildi, Sen misin? ......!
Dedi annen
ablamdı sanki,
Bin bir kahır, aramadık hiç diye
Ne sesler değişmiş, ne huylar
Sarı çizmeli Mehmet amcadan da aldım haber
Eşi Aslı ile yaşıyorlarmış hala, ömürlerine
bereket
Ne anılar paylaştık, birlikte
Ermeni'si, Rum'u, Yahudi'si aynı sokakta
Kırılmadık, incinmedik
Sokaklara kurulurdu, masalar,
Sohbetler edilirdi yaz akşamları, bol
kahkahalı
Bilmezdik biz ayrı gayrı, saygılıydı küçükler
büyüğüne
Ayrımı yoktu sanki dinlerin
Sene bin dokuz yüz elli beşten, bir kesitti
geldi geçti
Neler oldu bize?
Doyumsuz milletlerin kurbanı mı olduk?
Gözlerini, varlıklarına diktiler ülkelerin,
Hırs bürüdü gözlerini, açlıktan ölüyor, güçsüz insanlar
eminnur güler acar