Gözyaşlarım hasretinin aleviyle ısınır,
Bükülen boynuma dolanır ağıtlarım.
Hıçkırıklar hançeremde salıncak kurar,
Elvedanı besteler kavrulan dudaklarım.
Hüzzam nağmelerinden feryadımı duy benim.
Adını gül koymuşum duygularımın.
Gözümde sensin,gönlümde sensin, kimi sevsem sen.
Bir tek seni sığdırmışım yüreğime ben.
Yüreğime konuşlanan o sımsıcak yüreğinden,
İzdüşümün çizildi bedenime damar damar.
İhtilaller yaşandı kan tarlası yüreğimde,
Ve zonklayan başımda yıkıldı saltanatlar.
Değişti dünyam, tarümar oldu hayallerim
Üç sihirli harften gayri sıfırlandı tüm belleğim.
Onu yaşıyorum bu yokluklar ülkesinde.
Onu yaşıyorum göklerin gölgesinde.
Gökler ki sevdaları yükseklerde yaşar ;
Bazen sıcak nefes olur salkım saçak ayazlara
Bazen ab-ı hayat olur yürek yangını yazlara,
Bazen bir yıldırım olur ölüm sessizliğinde,
Bazen de bir şimşek olur, gecelerin gözünde.
Bir güneş olur bazen doğan günün sabahına,
Bazen de yankı verir mecnunların ahına.
Duydun mu gül’üm, duydun mu ey Can?
Titrek bir tüy misali o göklerde savrulduğumu
Saklambaç oynadığımı inanç beyazı kuşlarla,
Seni yaşadığımı gök mavisi düşlerle,
Seni gördüğümü ılık ışık yağmurlarından.
Seni kokladığımı ten ötesi gülzarından.
Duydun mu senden önce yaşamadığımı
…ve senden sonra azar azar öldüğümü
Unutma Gül’üm, unutma beni güneşim ay’ım
Sensiz hayatın sırtında yamalı bir bohçayım.
Gül’üm nerelerdesin, hangi yaban eldesin.
Hangi zümrüt tepelerin gülşenindesin.
Sevda yokuşlarının neresindesin.
Yolun ipek yolundan mı geçer
Arılar çiçekleri senden mi seçer
Ateş böcekleri en hararetli buseyi kondurur mu yüzüne
Beyaz bulutlar yıkar mı saçlarını
Rüzgarlar ninniler söyler mi sana
Çimenler kadife elleriyle tutar mı ellerinden
Bakar mı gözlerine yeşil yeşil…
Gülşenin rana mıdır
Etrafında pervane kelebekler var mıdır
Aşktan bana kalan miras ah-u zar mıdır
Yüreğime açtığın yara aşkıma mezar mıdır?...
Bırak öyleyse, bırak öleyim…
Bilesin ki kapında azatsız bir köleyim.
Farkında mısın Gül’üm?
Nefes almanın ötesinde bir hayat varmış.
Ateş gülzar olur, gülse yakarmış.
Asude asude aksada sular ,
Katresinde fırtınalar koparmış.
Solarmış en güzel renkleri çiçeklerin.
Öyle bir mevsimi varki o lahuti gülşeninin
Zamanın fırçasına meydan okuyor.
Yeşilini kemiren bir tırtıla bile,
Desen desen, boğum boğum rengin çıkıyor.
Anladım gül’üm….
Zaman, mekan ve ahenk hepsi birer sihirmiş.
Sensiz renklerle çizilen her desen birmiş.
Ahmet BOZ
Resim Düzenleme:Zekeriya EFİLOĞLU
Seslendirme :Denizce