İstemem mesnetsizse, bir lahza itibarı,
Yürektir itenimiz, inatla yazıyorum.
Bir kalem işçisinin, kime olur zararı,
Zamandır yitenimiz, inatla yazıyorum.
Kudretin gölgesidir, şu kalbimi bürüyen,
Gemiler var ruhumda, usul usul çürüyen,
Ve sonsuz kelimeler, mısra mısra yürüyen,
Kıtalar kefenimiz, inatla yazıyorum.
Afakın çizgisinde, haddimi bile bile,
Ağlayıp gizli gizli, yaşları sile sile,
Acının tamamına, neşeyle güle güle,
Şiir kokar tenimiz, inatla yazıyorum.
Gökyüzü yasa düşse, akıtsa yaşlarını,
Bitap düşerek dağlar, koy verse
taşlarını,
Doğruluk ekseninde, dünya telaşlarını,
Anlatmak nedenimiz, inatla yazıyorum.
Verdiğin nefes ile sığındım rahmetine,
Yürekten bağlı kaldım, ol resul
Ahmet’ine,
Muhtacız ey Allah’ım, elbette şefkatine,
Yoktan var edenimiz, inatla yazıyorum.
Yolunu hak bilerek, kul olmadan bir
kula,
Dost edinip dört yanda, omuz verip kol
kola,
Satmayıp onurunu, ne paraya ne pula,
Gururdur tütenimiz, inatla yazıyorum.
Şerha şerha yılların, bitişini görsem de,
İmbik imbik acının, diyetini örsem de,
Her gün bitmez umuda, nefesimi sürsem
de,
Ömürdür bitenimiz, inatla yazıyorum.
Âdemi yollar uzun, pranga parmakların,
Söyle sonsuza doğru, akar mı ırmakların,
Kim öder geri kalan, sorulmayan hakların,
Olsun incitenimiz, inatla yazıyorum…
Âdem Efiloğlu