Karanlıklar ülkesinde, yokluk âleminde!
Çıktın aydınlığa, nerden geldin elementlere?
Bir damla sudan, kemiksiz bir çiğnem ete!
Taş maden bitki olmadan; nasıl girin bu şekle?
Arıdan bal, böcekten ipek, sütün inekten!
Bedava hava, beleş su; ışığın ise güneşten!
Duyguyu kimden, hissileri aldın nereden?
Daimi bu hizmetler dünyada acaba kimden?
Eli ayağı, gözü kulağı, nerden aldın dili dişi?
Hangi ustaya yaptırdın saçı başı, kaşı kirpiği?
Kolu bacağı, kime taktırdın böbreği mideyi?
Ruhu, duyguyu, nasıl donattın hayali hissi?
Kime faydan var? Etin yenmez, sütün içilmez!
Tüylerinden, yatak yorgan yastık minder olmaz!
Derinden tuluk ayakkabı olup, elbise dikilmez!
Hiçbir mahlûk senden en ufak menfaat bulmaz!
Kocaman güneş, dünya senin için döner
Köle gibi; işte Kâinat sana hizmet eder
Söyle ey zalim kör nefis daha neler, neler
Kimden sayamadığın, bu; binlerce nimetler?
Dağların çekindiği emaneti, sen kabul buyurdun
Ruhlar âlemindeki bu sözü; ne çabuk unuttun!
Dünyada, şeytanla arkadaşlığa hemen soyundun
Ne yazık ki, nefsine zulmeden zalimlerden oldun!
Bekir Özcan-Borborunbekir