Temmuz ortalarıydı
yanmış yıkılmış şehirlerin
tam da kıyısında
dağ yürekli çocuklar oyun oynuyordu...
bilmezdi hiç bir çocuk adam öldürmeyi
iyi becerirdi şaklabanlıklar yapıp
insanlar kendini güldürmeyi...
temmuz ortalarıydı
taşın üstünde taş kalmamış
yenilip yutulacak şeyler
sadece yetimlik ve öksüzlük
onlarda boğazdan geçmiyor bir türlü...
bombaların ne dini ne imanı vardı
hey yaşanılası dünya
mazlumlara yüreğin niye bu kadar dardı...
temmuz ortalarıydı
bombalar ıslık çalarak geliyordu
Beyrut sokaklarına Ramallaha
Gazze'ye Bağdat'a
çocukların çaldığı ıslığa benzemiyordu...
ölüm kol geziyordu
yıkılmış şehirlerin izbe sokaklarında
nerede bir çocuk görse
inceden inceye süzüyor
sonrada bir göz açıp kapama anı kadar zamanda
hem anasını hem de babasını üzüyordu...
ülkeler baştanbaşa ağıt
ey coğrafya sen kadersin
sen bizimsin
ey Orta Doğu senin de yüzün gülsün
silkin kalk da
başında ki zilleti dağıt...