KALİTELİ YAŞAMDA “ANI
YAŞAMANIN” GÜZELLİĞİ
Dün, acısıyla - tatlısıyla,
başarısıyla – başarısızlıklarıyla, sevinciyle – üzüntüsüyle, öfkesiyle –
sabrıyla, güzellikleriyle – çirkinlikleriyle gelip geçmiştir. Gelecek ise,
henüz belli değildir. Ne getirecek, ne götürecek, iyi mi olacak, kötü mü
olacak, hayaller gerçekleşecek mi? Yoksa kırılıp şırkılacak mı? Belli değildir.
Etkin hayaller kurmak,
geleceği mümkün olduğunca okumaya ve tahmin etmeye çalışmak, “müneccimlik
yapmak”!!! gibi gelecekle ilgili birtakım tahminlerimiz olabilir. Ancak çok iyi
bildiğimiz bir kural da var ki: “Kul kurar, kader de güler”miş.
Geçmişte acemiliklerimiz
vardı. Bazı konuları tam olarak öğrenememiştik veya yanlış öğrenmiştik. Yeterince
tecrübemiz yoktu. Gençliğin veya çocukluğun verdiği çıraklık, bıçkınlık, hemen
parlama, sidik yarıştırma, benim eşeğim erkek üstünlüğü gibi, tecrübe
mekanizmaları vardı. Kasıtlı yaptığımız hataların cezasını zaten çekmiş olmamız
lazım. Fakat, kasıtsız yapılan hataları ise, tecrübe aracı olarak alıp, bilgelik
temelimizin harcına koymamız gerekirdi.
Tembellik, ihmalkarlık,
vurdumduymazlık, öfke seline kapılmak, sabırsızlık göstermek, ifrat – tefrit ölçüsünde
kantarın topuzunu kaçırmak, kibirli davranmak, ümitsizliğe gark olmak,
kararsızlıkta ipin ucunu kaçırmak vb. gibi kaliteli yaşam hırsızlarına esir
olanların hataları, muhtemel ki daha fazla olmuştur.
Ama öğrenmek, denemek,
öğretmek, paylaşmak, destek olmak, üretmek, sorumluluk duymak, yeniliğe açık
olmak, olumlama yapmak, dostluğa yatırım yapmak vb. gibi kaliteli yaşamın
olmazsa olmazları ile kucaklaşırken yapılan hatalar ise, özünde hata değil,
tecrübe ve deneyim havuzumuzun ana malzemeleridir.
Geçmiş ile ilgili
önemli bir husus daha: Bütün deneyimleri ve davranış modellerini denemeye ve
yaşamaya ne ömrümüz, ne maddiyatımız ne de gücümüz yeter. En güzeli bizden önce
yaşanmış ve tecrübe edilmiş davranış modellerini kopya çekmektir. (Burada kopya
yasak değil, hatta kutsaldır). Gözümüzün önünde yaşanmış olumsuz bir tecrübeyi
yeniden yaşamak, kelimenin tam anlamıyla ahmaklıktır.
Mesela, yatırım
politikalarının en önemli ilkelerinden birisi; toplam sermayenin en az yarısının
öz sermaye olması ve sabit yatırımların tamamının öz sermaye ile yapılması
gerekliliğidir. Bir yatırımcı toplam sermayenin yüzde seksenini kredi kullanıp,
sabit yatırımları da banka kredisi ile karşıladığı zaman, daha üretime
geçemeden, işletme sermayesini tüketecek, bankanın geri ödemeleri başlayacak ve
muhtemelen iflas edecektir.
Hal böyle iken aynı
hatayı bir başka yatırımcının yapması halinde, ona banka değil, Allah bile
acımayacaktır.
Gelecek, her ne kadar
belirsizlikler içerse de, önceki yaşanmışlıklardan edinilen tecrübeler, eldeki
veriler, gerçek bilgi ve belgelere dayanan güçlü tahminler, ilkeli – dikkatli –
tedbirli atılan adımlar sayesinde, geleceği bugünden güçlü tahminlerle
yönetebilmek mümkündür. Kısa – orta ve uzun vadeli güçlü planlar ve tahminler,
esnek yapılı uygulamalar sayesinde geleceğe büyük ölçüde yön verilebilir.
Ancak, beklenmeyen ve
bizim kontrolümüz dışında gelişen olaylar (deprem, yangın, ölümler, kazalar,
hastalıklar, ekonomik kriz, iflas, vergilerin artması, pazarın kayması, müşteri
portföyünün değişmesi vb.) geleceğin yönetimini bazen imkansız hale
getirebilir.
Geçmiş nasıl geçerse
geçsin, gelecek neleriyle gelecekse gelsin. Şu an, her şeyi ile elimizde ve
bizim kontrolümüz altındadır. İstediğimiz her türlü kararı verebiliriz. İmkanlarımız
ölçüsünde istediğimiz her davranış modelini uygulayabiliriz. Gülümsememizi,
yürüyüş yapmamızı, spor ve egzersiz yapmamızı, sevdiklerimize telefon etmemizi,
hobilerimize zaman ayırmamızı, makale ve şiir yazmamızı, yağmur altında
yürümemizi, deniz kenarına veya yaylalara gidip oksijen depolamamızı, muhtaç
birine yardım etmemizi, çaresiz birine çare olmamızı, en sevdiğimiz giysimizi
giymemizi, en sevdiğimiz dostumuza sohbete gitmemizi, istediğimiz bir gruba üye
olmamızı, en komik fıkraları anlatarak dakikalarca – gözümüzden yaşlar gelene
kadar kahkaha ile gülmemizi, tartışılan bir ortamdan kaçmamızı vb.
negatifliklerden uzaklaşmamızı kimse elimizden alamaz.
Ancak, anı zehirlemek
de çok kolaydır. Geçmişteki keşkeler ve eyvahlarla, gelecekteki acabalar ve
ihtimallerin kulağımızı patlatan gürültüsü, şu anımızı elimizden çalabilir.
İnsan hayatında eyvah
ve keşkeler asla olmamalıdır. Çünkü, o zamanki tecrübelerimizle, o zamanki
bilgi birikimimizle, o zamanki aklımızla düşünerek, taşınarak en güzel kararı
vermeye çalışmıştık. Ama, kendimizden veya çevreden kaynaklanan olumsuzluklar
nedeniyle olmadı. Yeterli tecrübeyi kazanıp cebimize koyduk. O zaman öyleydi
ama şimdi şartlar değişti. Ahh keşke…. Hayır, keşke yok. Şimdi önümüze bakarak
anı güzel yaşama zamanı.
Binlerce problemi olan
bir insanın problemlerinin toplamı; o insanın gülümsemesinin, yürüyüşe çıkarak
şarkı söylemesinin, dostlarıyla buluşmasının, yeni yeni hobiler edinmesinin,
kuşlarla – çiçeklerle – böceklerle – hayvanlarla muhabbet etmesinin, önüne asla
geçmemelidir. Bu davranış modeli kişinin tamamen kendi elindedir. Geçmişin keşkeleri
ve eyvahları ile geleceğin acaba ve ihtimallerine, anımızın güzelliklerini kaptırırsak,
“yandı gülüm keten helva”…
Yarının ne getireceği
hiç belli değil. Hemen şimdi hayata gülümseyin. Kendinize gülümseyin. En güzel
giysilerinizi giyin. En sevdiğiniz dostlarınıza onları sevdiğinizi söyleyin ve
onlara kaliteli zaman ayırın. İçinizde uhde kalan ne varsa hemen kolları
sıvayın. Her fırsatta kendinizi doğaya ve çevreye atın. Önünüze gelen bir kedi
veya köpeğe zaman ayırın ve onu sevin.
Asla öfkelenmeyin,
kimse ile tartışmayın, asla kavga etmeyin, enerjinizi boş yere tüketmeyin. Asık
suratlı, negatif bakışlı, soruna odaklanmış, kibirli, dominant, aşağılayan, değer
vermeyen, kıymet bilmeyen, parazit, nalıncı keseri gibi olan insanlarla, asla
bir arada olmayın.
Geçen her bir dakikanın
yeniden yaşanma şansı yok. Bu günümüzün kalan ömrümüzün en genç günü olduğunu
asla unutmayalım. Dünyaya bir kere geldik asla tekrarı yok. Ne kadar güzel ve
kaliteli yaşayabilirsek o kadar kardayız.
Selam, sevgi ve
dualarımla… Allah’a (cc) emanet olunuz…
24 Ekim 2017. Saat:
15.00. Antalya
Yrd.Doç.Dr. Süleyman
COŞKUNER
Kaliteli Yaşam Uzmanı