ister inanın, ister inanmayın
geçen kıştı
ya ocak, ya şubat
ben çaldım İstiklal tramvayını
maviye boyadım sonra her yanını
iki kat çorap giydirdim üşüyen ayaklarına
kulaklıklı bere
yün fanila,iç donu
kimseler tanımadı ,
şehir hatları vapurunda onu
Kadıköy’den birlikte yürüdük Kalamış’a
birer sigara yaktık
turşu suyu içtik
kaydırak kaydık, tahteravalliye bindik
salıncak sallandık,
balık ekmek yerken deniz manzarası
sebepsiz gülüştük sokaklarla
esmer bir kıza ıslık çaldık
kaşla göz arası
Kalamış’tan Moda’yı seyrettik
soğusun diye beklerken
ters çevrilmiş kahve fincanını
kabarmış bir yüreğin sıktık canını
söyleştik, eğleştik
Münir Nurettin dinledik
uzağa dalmış bakışlarla
martılara simit attık,
çatapat patlatan çocuklarla
iyi geldi bu kaçış dedi ,
dönüş vapurunda
yorgunmuşum, yaşlıymışım,
kimin umurunda
yaz mı, kış mı?
sıcak mı,soğuk mu?
insan hakları var da
tramvay hakları yok mu?
elimi sıktı,
hoşça kalımla vedalaştı
ister inanın, ister inanmayın
ben çaldım istiklal tramvayını
geçen kıştı...
suadiyekasımikibinonbeş
Demir Mutlugil