Daha çocuğum on dört yaşında
Verdi Annem beyaz bir patiska
Rengarenk iplikler makarada
Dedi ilk çeyizini örmeye başla
Elimde tığ, önümde ise örnek mendil
Mendil üstünde motif, yanan kandil
Bu güzelliği anlatamaz ki hiç bir dil
Başladım işlemeye hiçte zor değil şekil
Bizde, sözde nişanda düğünde kınada
Adettir, kızlar; mendil verirler oğlana
Burcu burcu kokar sinmiştir lavanta
Ömür boyu saklanır bu eşsiz hatıra
Mendille, kız; vermiştir gönlünü
Beklenir hasretle ebediyet düğünü
Mendil çeşitleri artar düğün günü
Canı cananın yanındadır artık ölümü
Sözün mendili tertemiz bembeyaz oyalı
Bayraktır, nişan mendili; rengarenk boyalı
Düğün günündeki gelin mendili, olur kınalı
Gözyaşı mendil ise gelinlik kuşağına bağlı
İşlenen mendiller de, ne hayaller saklı
Gözün nuru muhteşem tablolar takılı
Gurbette teselli eder bu mendil canı
Koklar, bir daha koklar, çeker bozlağı
Dantelde motifte sanki görünür canan
Ebediyet sözüdür değişmez bu ferman
Taşınır cepte ayrılmaz hiç bir zaman
Gurbette olur bütün dertlerine derman
Çoğaldı şimdi hazır mendiller, şip şap sevgiler
Söz verir gün içinde, akşam olmaz geri döner
Saman alevi gibi yanar, aniden hemen söner
Yazık samimi olana, artık geçer mi o günler?
Şu anda ne mendil var, nede hayalin deseni
Zaten yok hazırlık, veremez ki kağıt mendili
Artık ne teselli edecek? zalim gurbette seni!
Aşk ihanetinden kim caydıracak o kör nefsini
Borborunbekir-Bekir Özcan