Bir ömür;
insanın yüreğinden bile dar
bu izbe sokaklarda nasıl geçer
nasıl giyinir, ne yer, ne içer
bakmayın pencerelerinden içeri
ta ezelden beri hanelerde hüzün var.
Çoğu evde canhıraş bir yalnızlık
fareler arası cirit müsabakaları
seyircileri de zorunlu diyet yapan kediler...
Eskiden berber Nazmi vardı hemen bitişikte
teybe kaseti koyar acılı arabesk dinletirdi damardan cebren ve hile ile.
Yine içiyor Hurşid emmi yazlık evinin balkonunda
bir dilim beyaz peynir
iki dilim kavun, bir iki domates
çay bardağı ile sulu rakı
arada sokaktan geçen bir Çingene kemancı
atalım birer beşlik Yaşar kardeşimle
çalsana a be bir ''Aldırma Gönül'' Hacı.
Ökkeş dayının köfteci dükkanı
kapıda bir-üç nöbetinde kedi tayfası
daha kurumadı
dün arabanın ezdiği
envanterden düştüğümüz kedinin kanı.
Şeker başkomser İsmet Ağabey
hemşehri sayılırız ha kıyısından köşesinden
Samsun'un Bafra ilçesinden
arada Yaşar Bakkal'da kaçamak
herkes yesin içsin kendi kesesinden.
''Altılı yattı yine tüh ki ne tüh''
sinirlenir başkan dedikleri
''Ben koşsam sizin yerinize ondan iyi''
arada firezeciye selam ver
iki bağır çağır deşarj ol
deşarj ol da, ya kimse şarj etmezse
Yaşar da haklı
öpücükle vermiyorlar ki biraları rakıları
veresiye defterini dün gece çalmışlar
sökülün haytalar paraları
işte bizim oraların sokak manzaraları
bir dolu, bir dolu hüzün buraları...